Site icon Düşünbil Portal

Ateizm tanrıya inanmamaktan daha fazlası olmalı

(Muhtemelen Tanrı yok. Şimdi endişelenmeyi bırakın ve hayatınızın tadını çıkarın.)

Paylaş

Ateizm sıklıkla negatif anlamıyla akla gelir: İnanç eksikliği ya da tanrıya inanmama; zorunlu bir yoksunluk olarak. Ateizm anlamdan, değerden, amaçtan mahrum görünür; modern yaşam köpeklerinin artan aidiyet duygularının giderilmesi, yabancılaşmanın üstesinden gelinmesi için verimsiz bir zemindir. Daha uç eleştirilerde ateizm, nihilizmin başka bir adı olarak kabul edilir; varlığın temelden olumsuzlanmasıdır, ahlâkı bozup yaratılışa zarar veren bir felakettir.

Ancak ateistler – teologların görüşlerini küstahça reddetmek yerine – bunları ciddiye almalılar. İnsanlar, insan olmaktan dolayı anlam, aidiyet, yön, diğer insanlarla kurduğumuz ilişki ve türlerimizin bir bütün olarak kaderi gibi güç sorularla karşı karşıyadırlar. İnsanın dürtüsü cevapları aramaktır ve bugüne kadar, ateizm verdiği cevaplarla tatmin edici olamamıştır.

Hümanizmin zincirleri

Ateist değerler tipik olarak hümanistçe diye tanımlanır. Eğer İngiliz Hümanist Birliği’nin değerlerine bakacak olursak doğalcılığı, akılcı tartışmayı ve ispatın, işbirliğinin, ilerlemenin, bireysel saygınlığın üstünlüğünü desteklediğini görürüz. Bunlar soylu amaçlardır fakat tarihin bu döneminde insanlığın içsel ve varoluşsal sorunlarını ele alırken eninde sonunda kırılganlaşırlar.

Gelişmiş kapitalizmin topluluklarda yaptığı yıkımı göz önüne aldığımızda – çevresel felaketlerden savaş ve soykırıma – ateist teselli arayacak, anlamlı bir ahlâki ve politik alternatif düşünecek olan son kişidir.

Neo-liberal, piyasa odaklı dünyanın acımasız ekonomik gerçekliğinde, tanrının varlığı veya yokluğunu kapsayan sorular tartışılırken bu kaygılar nadiren dikkate alınır. İnatçı ve düşüncesiz ateistin alışkanlığı, bireysel özgürlük ve inançsızlıkla ilgili bireysel iddialarını boş itirazlarla bilimsel kanıtlara dayandırmasıdır. Fakat bu itirazlar finansal krizler, cinsiyet eşitsizliği, kamu sağlığı ve hizmetlerindeki azalma, gıda bankaları ve ekonomik yoksunluk ile karşılaştırıldığında zayıf kalır.

Ateizm, acı çekme ve dayanışma

Ateist afiş oğlanları Sam Harris, Christopher Hitchens, Richard Dawkins ve Daniel Dennett’in yazıları, dünyamızın varoluşsal ve politik gerçeklikleri için teselli vermez. Bazı durumlarda, onları daha da kötüleştirebilirler. Akla ve bilimsel araştırmaya yapılan çağrı, acı çekenlere tutarlı bir dayanışma duygusu sunmaz. Hümanist, eğer hükümetlerimiz bilimsel değerleri kılavuz edinirse, dünyanın çok daha hızlı ilerleyen bir yer olacağını iddia edebilir. Fakat gerçek şu ki, hümanizm, bireysel saygınlığın ahlâki ilişkisi ile birlikte, etkileyici bir amaç sunmak ya da aidiyet duygusunu aşılamak için geldiğinde etkisiz kalır.

İnsanların karşı karşıya kaldığı en önemli endişeler felsefî, hatta bazen metafizikseldir. İnsanların, hayatın aşırı ucuz olduğuna, kolektif iyinin can çekiştiğine, politik eylemin kayıtsızlığa ve kinizme eşdeğer olduğuna ve herhangi bir politik probleme ilişkin herhangi bir çözümün, girişimci insanın yaygın fikri olduğuna dair hakiki korkuları vardır.

İşte bu nedenle ateizm, eğer amaca uygun olacaksa, hümanizmden sıyrılmalıdır. Ateizmin geleceğindeki canlılığı ve önemi, odak noktasını Tanrı’nın varlığının geçerliliğinden ve bireysel özgürlük çevresinde dönen küçük endişelerden uzaklaştırma kabiliyetine bağlıdır. Bunun yerine, ekonomik nedensellik, aidiyet ve yabancılaşma, yoksulluk, kolektif eylem, jeopolitik, çevresel sorunların toplumsal nedenleri, sınıf ve cinsiyet eşitsizliği ve insanın çektiği acı hakkındaki sorulara cevap vermeye yönelmelidir.

Şüphesiz, iklim değişikliğinin sürati üzerine danışılabilecek en iyi kişi bilim insanıdır. Fakat etrafımızdaki dünyayı anlamanın bir yolu olarak bilime yapılan bu tip müracaatlara, inkâr edilemez problemlerin büyüklüğüyle her gün uğraşanların dünyadaki insan varoluşuna dair ana felsefî değerlendirmeleri de eklenmelidir. Ateizm, eğer yeni yüzyılda konuyla ilgili olarak dikkate alınmak istiyorsa kendini yenilemelidir.

Ateist alternatifler

Fakat bu, ateizmin yavan, sulanmış bir tinselciliği benimsemesi gerektiğini söylemek değildir. Bunun yerine, ateizmin farklı türlerine, Kıta Avrupa’sında bulunan anti-hümanist filozoflara bakabiliriz. Örneğin, insanın çektiği acıdan kaynaklanan hıncı anlamak için Nietzsche’ye dönebiliriz. Bu sırada, Marksist gelenek bize sürdürülemez kapitalizmin maddesel koşullarını anlama olanağı sunar. Jean Paul Sartre ve Albert Camus gibi varoluşçular da paylaştığımız ölümlülüğü ve tanrısız bir evrendeki yaşamın mizahi ve trajik yanlarını kavrama imkânı verir.

Ateizmin keşfedilmesi için başka felsefî kelime hazneleri de vardır. Hem Nietzsche hem de Sartre acımasızlık, ekonomik dengesizlik, kaygı ve ölümlülük bağlamlarında içinde hakiki soruların yattığı farklı bir ateizm öne sürer.

Ateizm şiddetin, anlamsızlığın ve acı çekmenin sonuçlarıyla yaşamanın ne anlama geldiğine dikkat etmelidir. Ateizmle ilgili daha alışılmış kılıklardaki sorun, işe yarayan her şey için aptalca bir fetişizmdir: Doğru, yararlı ve verimli olan nedir? Sorun şu ki, dünyamızdaki birçok yön çalışmıyor. Bu sebeple ateist, gerçeğin şiddetli karmaşasınca kandırılmış ve ondan uzak olarak algılanma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Ateizm, eğer hayati olmak istiyorsa, insanlık hâlinin daha rahatsız edici, karanlık yönleriyle yeniden bağlantı kurmalıdır.


Yazar: Patrick O’Connor

Çevirmen: M. Kaan Erdoğan
Kaynak: The Conversation 

Düşünbil Portal’da yayımlanan, Düşünbil yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır.

 


Paylaş
Exit mobile version