Site icon Düşünbil Portal

Çok eşliliğin artıları ve eksileri

Paylaş

Çok eşlilik ve toplumsal huzursuzluk arasında bir bağlantı var mıdır?

Doğada insanlar, çoğu hayvan gibi, genellikle çok eşlilerdi. Birçok hayvanda, erkek birey, çiftleşmeden hemen sonra veya yavru doğmadan çok önce dişisinden ayrılır.

Genetik araştırmalara göre, yaklaşık 10.000 yıl önce tek eşlilik, insan nüfusunda çok eşliliğin önüne geçmeye başlamıştır. Tek eşli evlilik, aynı dar akraba grubu içinde toprak ve mülkün korunmasına yardımcı olan yerleşik tarımla paralel olarak gelişmiş olabilir.

Çok eşlilik, bir erkek bireyin daha çok çocuğunun olmasına olanak sağlayabilir; ancak tek eşlilik bazı durumlarda daha başarılı bir genel üreme stratejisini temsil edebilmektedir. Özellikle, bir erkek, bekâr bir kadını koruyarak, kadının yavrularının da onun olmasını sağlayabilir ve küçük çocukların(ın), erkek rakipler tarafından öldürülmesini önleyebilir.

Tarihsel olarak ve bugün hala, çok eşliliğe izin veren çoğu kültür, çok kocalılıktan ziyade (İng. polyandry, iki ya da daha fazla koca alan bir kadın) çok karılılığa (İng. polygyny, iki ya da daha fazla eş alan bir adam) izin vermektedir. Galya Savaşı’nda, Sezar, eski İngilizler arasında, özellikle kardeşlerin ya da babalar ve oğullar arasında, “on, hatta on iki erkeğin ortak eşlere sahip olduğunu” söyler – bence bu, çok kocalılıktan daha ziyade grup evliliğine benziyor.

Çok kocalılık, örneğin Himalayaların bazı bölgelerinde olduğu gibi, tipik olarak, toprak ve kaynak kıtlığına bağlıdır ve nüfus artışını sınırlandırmaktadır. Bir kadınla evli olan birkaç erkek kardeş (kardeşlerle çok kocalılık), aynı zamanda ailenin topraklarını bölünmeden korumaktadır. Avrupa’da bu, genellikle en meşru oğlunun her iki ebeveynin de mülkünü devraldığı feodal primogeniture (“ilk doğan, en büyük çocuk”) kuralıyla gerçekleştirilir. Primogeniture, örneğin “doğum hakkını” küçük kardeşi Jacob’a satan Esau ile birlikte İncil’de öncülere sahiptir.

Günümüzde, çok eşliliği –her zaman çok karılılık biçiminde– destekleyen çoğu ülke, Müslüman çoğunluğuna veya hatırı sayılır ölçüde Müslüman azınlığa sahip ülkelerdir. Hindistan gibi bazı ülkelerde, çok eşlilik yalnızca Müslümanlar için yasaldır. Rusya ve Güney Afrika gibi bazılarında ise yasadışıdır fakat suç değildir.

İslami medeni hukukta, bir erkek, hepsine eşit şekilde davrandığı sürece dört kadın alabilir. İslam’ın çok karılılığa izin verdiği doğru olsa da, buna gereksinim duymaz ya da bunu dayatmaz: Evlilik ancak karşılıklı rıza ile gerçekleşebilir ve bir gelin, eşinin ikinci bir eş almamasını şart koşabilir. Tek eşlilik, Müslüman toplumlarda aşırı bir normdur; çünkü çoğu erkek birden fazla aileyi idare etmeyi göze alamaz. Bunu göze alabilenler bile sıkıntıya girmemeyi tercih ederler. Buna rağmen, çok karılılık Batı Afrika’nın çoğunda çok yaygın olmaya devam etmektedir.

Çok eşlilik, Avrupa ve Amerika, Çin, Avustralya ve diğer ülkelerde yasadışıdır veya suçtur. Buna rağmen, Batı’da, özellikle göçmen topluluklar ve FLDS Kilisesi ve diğer Mormon aşırı tutucular gibi bazı dini gruplar içinde birçok çok eşlilik örnekleri vardır.

Artılar ve eksiler

Birden fazla kadın alan bir erkek, cinsel dürtülerinin bir kısmını tatmin eder, sosyal statüsünün yüksek olduğunu gösterir ve genellikle kendisi hakkında daha mutlu hisseder. Sahip olduğu birçok çocuğu ona hazır bir iş kaynağı ve çok sayıda sosyal, ekonomik ve politik ittifak oluşturma yolunu düzenlenmiş evlilikler yoluyla sağlamaktadır. Çok eşlilik pahalı olabilir; ancak uzun vadede zengin bir adamı daha da zengin yapabilir.

Tek eşli toplumlarda bile, güçlü erkekler genellikle eşleri dışındaki kadınlarla uzun süreli cinsel ilişkiler kurar (metreslik); ancak bu durumda kıdemsiz eşler ve onların doğurdukları çocuklar, ‘meşru’ eş ve çocuklar ile aynı yasal korumalara sahip değillerdir. Bazı durumlarda, bir erkek çok daha genç bir kadınla evlenmek için boşanabilir (seri tek eşlilik), böylelikle birden fazla kadının üreme ömrünü çok eşliliğin sosyal damgasına maruz kalmadan tekelleştirebilir.

Çok karılılık, birbirlerinin arkadaşlıklarından keyif alabilen, ev temizliği ve çocuk yetiştirme gibi yükleri paylaşabilen kadınlara faydalı bile olabilir. Daha genç eşler ilk eşin sosyal duruşuna katkıda bulunurken, aynı zamanda iş yükünü de azaltabilir. Savaş zamanlarında, erkeklerin savaşa giderek eşlerinin yanında olmaması ve ölüm oranı nedenleriyle çok karılılık, her kadının bir eş bulabilmesini sağlayarak nüfus artışını ve yenilenmesini destekler.

Çok karılılık ayrıca, özellikle modern bir batı merceğinden bakıldığında birçok dezavantaja sahiptir. Birincisi ve en önemlisi, resmi olarak ve açık bir şekilde cinsiyet eşitsizliğini onaylar ve devam ettirir. Çok karılı birlikteliklerde kadınlar, daha genç yaşta evlenme eğilimdedirler. Doğası gereği bu durum, kıskançlığı, rekabeti ve diğer eşler ile çatışmayı, teşvik eden, birazcık avantaj kazanmak için birbirlerinin çocuklarını zehirleme olaylarını içeren bir düzen yaratır. Her ne kadar koca, eşlerine eşit davranmayı ilke olarak kabul etse de uygulamada neredeyse kaçınılmaz bir şekilde diğerlerinden birisini tercih edecektir (büyük olasılıkla en genç olanı, en sonuncusunu). Eşler arasında net bir hiyerarşi kurularak veya eşler kız kardeş (kardeş çok karılılığı) ise veya her biri için ayrı bir ev tutulduğunda (kulübe çok karılılığı) gerginlikler azaltılabilir.

Çok eşlilik erkeklere fayda sağlarken kadınları, erkekliklerini başarılarıyla, yani sosyal statü ve doğurganlığın ikiz parametreleriyle ölçmeye meyilli genç ve düşük statülü diğer erkeklerden sakınır. Kaybetmekten korkmayan, hayal kırıklığına uğramış bu erkeklerin, cinsel şiddet ve kışkırtıcılığı da dahil olmak üzere suça ve şiddete dönüşme olasılığı daha yüksektir. Çok eşliliğin, kırılgan devletler endeksindeki en istikrarsız 20 ülkenin hepsinde uygulanması tesadüf olamaz.

Bütün bunlar sadece damadın, gelinin ailesine yapılan bir ödeme olan “başlık parası” tarafından daha da kötü hale getirilmiştir. Başlık parası, çok eşli evliliklerde sık görülür ve gelinin ailesi için, bir çift elin kaybını telafi etmek amacıyla tasarlanmıştır. Boşanmada ise başlık parasının iadesi söz konusu olduğundan dolayı, kadınların mutsuz veya tacize uğradığı evliliklerde kalmaları zorlanmaktadır. Çok eşli evlilikler yaygınsa ortaya çıkan gelin kıtlığı ile genç erkeklerin evlenebildiği yaşlar yükselirken, genç kızların aileleri çocuklarının eğitimlerini kesintiye uğratma pahasına olsa bile en erken fırsatta kızlarını evlendirmeye teşvik eden başlık parası miktarını yükseltir. Başlık parası için genellikle ineklere ödeme yapılır ve bir gelin için genç erkekler, sığır hırsızlığına veya başka suç unsurlarına başvurabilirler. Çete liderleri ve savaş ağaları, gelin vaadiyle ya da başlık paralarını kapsayan bir teklifle yeni askerleri kendilerine çekmektedirler.

Çok karılılık, ayrıca çocuklar için dezavantaja dönüşme eğilimindedir. Bir yandan, çok eşli ailelerdeki çocuklar alfa erkeğinin genlerini paylaşır ve onun korumasından, kaynaklarından, etkisinden, görünümünden ve uzmanlığından faydalanır. Fakat öte yandan, anneleri daha genç ve daha az eğitimlidir ve en son karısına ya da bir sonraki için bir toplanan kaynaklara yönelmiş olan babasının dikkatinden kalan payı paylaşırlar. Ayrıca akraba gruplarından, özellikle de geniş ailelerde, daha büyük şiddet riski altındadırlar. Genel olarak, çok eşli ailelerde bebek ölümleri, tek eşli ailelere göre oldukça yüksektir.

Eski Ahit’te çok eşliliğe birkaç örnek vardır: Musa’nın iki karısı vardı, İbrahim’in üç, Yakup’un dört, Davut’un en az 18 ve Süleyman’ın 700. Fakat İncil’deki çok eşliliğin genellikle acı bir sonu vardır. Krallar Kitabı’na göre, Süleyman’ın “yedi yüz karısı, prensesleri ve üç yüz cariyesi vardı”; ama “Süleyman’ın eşleri diğer tanrılardan sonra, onun kalbini geri çevirdi: onun kalbi Tanrı’yla mükemmel değildi”. Kutsal Kitabın ilk sayfalarındaki yaratılış hikayesi, tek eşli bir ahlakı zorlamayı amaçlamaktadır. Adem, Havva’yı ilk kez gördüğünde şöyle der: “Bu şimdi kemiklerimin kemiği ve etimin etidir… Bu nedenle bir adam babasını ve annesini terk etmeli ve karısına sarılmalı, bağlanmalı: ve onlar tek beden olmalılar.”

Kaynaklar

Dupanloup I et al. (2003): A recent shift from polygyny to monogamy in humans is suggested by the analysis of worldwide Y-chromosome diversity. J Mol Evol. 57(1):85–97.

Fragile-States Index 2017. The Fund for Peace; DHS; MICS.

Yazar: Neel Burton
Çevirmen: Şeyma Merve Kaymaz
Kaynak: Psychology Today


Paylaş
Exit mobile version