Sylvia Plath, olgunlaşmasında büyük etkisi olan çiftçilik işinin yazarlığını nasıl şekillendirdiği hakkında şöyle der: “Çiftçilik, insanları gerçekten tanımamızı mümkün kılan en iyi mesleklerdendir.” Çiftçilik işlerinin bu kadar yansıtıcı bir nitelik taşımasının nedeni, eğilmemizi, diz çökmemizi, çıplak ellerimizle toprak ile söyleşmemizi sağlamasıdır. Böylece en temel, en saf doğamıza dokunuruz, tüm dünyevi şeylerin birbirine bağlılığına şahit oluruz. Büyük kraliyet şairi Wendell Berry’nin de belirttiği gibi; çiftçilik, uygar yaşamın “her koyun kendi bacağından asılır” ilkesini çöpe atar.
Henry Beston, konusu bizi gitgide daha fazla ilgilendiren, teknolojinin tahakkümünden insaniyeti kurtarma manifestosu Northern Farm’da bunu anlatır. Beston’un, bilginin sınırları, mutluluk, basitlik ve küçüklüğün kutsallığı gibi lirik, derin düşünce yazıları ile dolu bu metin yayımlandıktan birkaç ay sonra kazanmıştı Sylvia Plath, yazarlığını şekillendiren çiftçilik deneyimini.
Beston, hasadın bizlerin Dünya ve kendimizle olan ilişkilerimizi nasıl görünür kıldığını şu cümleler ile betimliyor:
“Eskiler ne kadar da bilgeydiler! Dünyanın kutsal değerini hiçbir zaman göz ardı etmemişlerdir. Toprağın her karışını kullanmış, sürmüş, gübrelemiş, onu yaşatmışlardır. Fakat onun doğasına zarar verme amacı gütmeden yapmışlardır bunu. Eski doğa ana da toprağı öldürüp yaşatmayı hiçbir zaman ihmal etmemiştir.
Her dürüst insanın içten bildiği gibi, dünyanın sahipliği diye bir şeyin hiçbir anlamı olmadığını, bir insanın gölgesinin elbet bir ağacınki gibi gelip geçici olduğunu onlar da biliyordu. Dünya hep vardır; eskilerin kişileştirdiği şekilde doğa ana, yeşil veya altın sarısı elbisesi içinde, elinde orakla.
Çiftçilik tamamen yararcılığa dönüştüğünde, bazı şeyler kaybolur. Bu bazen “ya paranı ya canını” çerçevesinde hayatını kaybeden dünya yaşamı; bazen bu ekonomiyi kullanan insan yaşamı; daha da sıklıkla her ikisinin de yok oluşudur. Eğer yaşayacaksak ve bunun için bir dala tutunacaksak, dünyanın efendileri olduğumuz gibi onun hizmetçileri de olduğumuzu hiçbirimiz unutmamalıyız.”
Yazar: Maria Popova
Çevirmen: Burak Avcı
Kaynak: Brain Pickings
Düşünbil Portal’da yayımlanan, Düşünbil yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır.