Düşünbil Portal

Neden mütemadiyen “sessiz bir yer” arıyoruz?

Paylaş

Belki de gerçek canavar gürültü değil, istenmeyen sesler hakkında kendi hoşgörüsüzlüğümüzdür.

Fransız karikatürist J. J. Grandville’in bu taşbaskısı, çok fazla  gürültünün işkencesini resmediyor. (Bibliothèque nationale de France)

Yeni gösterime giren Sessiz Bir Yer (A Quiet Place) filmi, aşırı hassas  kulakları olan canavarlar tarafından işitilmemek için mücadele eden bir aileye dair, sonunu büyük bir merakla beklediğiniz bir hikaye. Aile korku ile koşullanmak suretiyle, en ufak bir gürültünün şiddete ve kesin ölüme karşılık gelen bir tepkiye neden olacağını farkediyor. İzleyici kitleleri  filmin sessiz korkusuna bütün enerji ve dikkatiyle göz atmak için yığınlar halinde ortaya çıkıyor ve bunu seviyorlar. Film gişede 100 milyon doların üzerinde para kazandı ve (Rotten TomatoesÇürük Domatesler”‘in yüzde 95 üzerinde bir izleme oranına sahip.

Kültürel fobileri ya da endişeleri dramatize eden peri masalları ve efsaneler gibi, kendisi hakkındaki bir şeyin gerçek gibi gelmesi nedeniyle film, izleyici kitlesine hitap ediyor olabilir. Yüzyıllardır, Batı kültürü, gürültü ile savaş halindedir.

Ayrıca, arşivleri tarayarak keşfettiğim bu sessizlik arayışının tarihi, bir paradoksu ortaya koyuyor:İstenmeyen sesleri dışarıda tutmaya çalışırken daha fazla zaman ve para harcadıkça,istenmeyen seslere karşı  daha hassas hale geliyorlar

Sessiz ol – Düşünüyorum!

İnsanlar yakın mesafelerde yaşadıkları sürece, diğer insanların çıkardıkları gürültü ile ilgili şikayet ederler ve sessizliğin özlemini duyarlar.

1660 larda Fransız filozof Blaise Pascal “İnsanın mutsuzluğunun tek nedeni, odasında sessizce nasıl kalacağını bilmemesidir.” yorumunda bulundu. Kuşkusuz Pascal sessiz kalmanın ses çıkarmaktan daha zor olduğunu biliyordu.

Gel gör ki problem, çağımızda katlanarak daha da kötüleşmiş gibi görünüyor. Sanayi Devrimi boyunca insanlar fabrika demirhane ocaklarıyla gümbürdeyen ve tren düdükleriyle çığlığa benzer ses çıkaran  şehirlere  akın ettiler. Alman filozof Arthur Schopenhauer, düşünürlerin iyi işler yapabilmeleri için sessizliğe ihtiyaç duyduklarını savunarak, çeşitli seslerin ahenksiz bir şekilde bir araya getirilmesini “entellektüel insanlar için işkence” olarak adlandırdı.Sadece aptal insanların, gürültüyü tolere edebileceğini düşündü.

Charles Dickens, Londra’da “sokak müzisyenleri tarafından tacize uğramış, endişeli, şaşkına dönmüş, neredeyse çıldırmış” hissini anlatıyordu. The Times, 1856’da “gürültülü, başdöndürücü, sersemletici, ortam” ile ilgili rahatsızlığını yineledi ve Parlamentoya “bir parça sukunetyasası yapma çağrısında bulundu.

İnsanların gürültüden daha fazla şikayet etmeye başlamasıyla, gürültüye karşı daha duyarlı  hale geldikleri görünüyor.İskoç polemikçi Thomas Carlyle’ı al. 1831’de Londra’ya taşındı.

“Açık penceremden ücretsiz erişim  “sesleri ile daha fazla rahatsız oldum,” diye yazmıştı.”

Gürültülü sokak satıcılar tarafından o denli tetiklendi ki Chelsea’deki kendi şehir evinde ses yalıtım işine bir servet harcadı. İşe yaramadı. Aşırı hassas kulakları en ufak bir sesi işkence gibi algıla ve yeniden kırsal kesime çekilmek zorunda kaldı.

Gürültüyle Mücadele

20. yüzyılda, dünya üzerindeki bütün hükümetler gürültülü insanlar ve durumlarla bitmez tükenmez bir mücadele ile meşgul edildi. Kendisinin Riverside Avenue’daki (Nehir Kenarı Bulvarındaki) konağının verandasında ona işkence edercesine korna çalan römorkör teknelerini başarıyla susturduktan sonra, girişimci kapitalist İsaac Rice’ın karısı bayan Julia Barnett Rice, kendi deyişiyle “Kent yaşamının en büyük felaketlerinden biri” ile mücadele etmek için New York’ta Gereksiz Gürültü Bastırma Topluluğunu kurdu.

40ın üzerinde  valinin üye Mark Twain ‘in de kendilerinin sözcüsü olarak sayıldığı grup, hastanelerin ve okulların çevresinde yerleşik sakin bölgeler” elde etmek için kendi siyasi nüfuzunu kullandı.Sakin bir bölgeyi ihlal etmek para cezasıyla, tutuklulukla veya her ikisiyle cezalandırılırdı.

Ancak gürültüye odaklanmak onu daha gürültüye karşı daha duyarlı yaptı. Rice, Carlyle gibi, mimarlara başvurdu ve kocasının, Isaac’ın satranç taktiklerini huzur içinde geliştirebileceği yerin altında sakin bir yer inşa etti

Rice’dan esilenerek, gürültü karşıtı organizasyonlar dünyanın dört bir yanına yayıldı. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra, Avrupa‘nın bir ucundan öbür ucuna kulaklar hâlâ patlamaların etkisiyle çınlıyorken, gürültüye karşı uluslar ötesi kültür savaşı gerçekten başarılı oldu.

1930’larda aktif olan İngiliz Gürültü karşıtı Ligi için bir tanıtım. (Russell Davies)

Dünyanın dört bir yanındaki şehirler, Paris, Londra ve Şikago’da 1920’lerde karaname ile yasaklanan Klaxon otomobil kornası  gibi gürültülü teknolojileri hedef aldılar. 1930’larda New York Belediye Başkanı Fiorello La Guardia, şehrin her yerine konumlandırılan hassas gürültü ölçüm cihazları ile desteklenen “gürültüsüz  geceler” kampanyası başlattı. New York, önümüzdeki birkaç on yıllar boyunca en kötü suçluları susturmak için düzinelerce yasa çıkardı ve tüm dünyadaki şehirler davaları izledi. 1970’lerde hükümetler, gürültüyü çevre kirliliğinin herhangi bir endüstriyel yan ürünün  düzenlenilmesi gibi  ele alıyorlardı.

Uçaklar, kalabalık bölgelerde daha yüksek ve daha yavaş uçmaya zorlanırken, fabrikaların ürettikleri gürültüyü azaltmaları gerekiyordu. New York’ta, Çevresel Koruma Bölümü – ses ölçüm cihazlarıyla dolu ve yan tarafında “gürültü sizi sinirli ve çirkin kılıyor” ifadesi bulunan bir minibüs Ses Perdesi Operasyonun ” un bir parçası olarak gürültü çıkaranları takip etti

Belediye Başkanı Michael Bloomberg, 2007 yılında “hakkıyla kazanılan huzuru ve sessizliği” emniyet altına almak için yeni gürültü kodları kurduktan sonra, şehir ses ortamlarını izlemek için aşırı duyarlı dinleme cihazları yerleştirdi ve vatandaşları 311′e  bildirmesi yönünde teşvik etti.

Sessizliği Tüketmek

Yine de, gürültücülere karşı yasal düzenlemeler, artan sessizlik arzumuzu nadiren tatmin etti; bu nedenle, giderek hassaslaşan tüketicilerin talebini karşılamak için ürünler ve teknolojiler ortaya çıktı. 20. yüzyılın başlarında, ses geçirmez perdeler, daha yumuşak zemin malzemeleri, oda bölücüler ve vantilatörler sesin dışardan gelmesini engellerken, sesler komşuları veya polisleri rahatsız etmekten alıkoydu.

Ama Carlyle, Rice ve A Quiet Place’deki ailenin ortaya çıkardığı gibi, sessiz bir yaşam dünyası yaratmak neredeyse imkansız. Hugo Gernsback’in 1925 deki buluşu ile öğrendiği gibi, İzolatör – solunum aparatına bağlı gözetleme delikleri olan bir baş kaskı –kesinlikle  pratik değildi.

Hugo Gernsbeck’in  ‘İzolatör’ ünün bir çizimi (Science and Invention) ‘Bilim ve Keşif’ın dergisinin 1925yılı  baskılarından birinde  ortaya çıktı

Tasarım ne kadar araştırma ve düşünce mahsulü olursa olsun, istenmeyen ses günlük yaşamın bir parçası olmaya devam etti.

Gürültü bastırılama, huzursuz hisseden tüketiciler gürültüyü istedikleri sesle maskelemeye, Sleepmate beyaz gürültü makinesi gibi aygıtları satın almaya ya da dalga kırılmasından  ormanların hışırdamasına, kaydedilmiş doğa seslerini kendi müzik setlerinde çalmaya başladılar.

Bugün, sessizlik endüstrisi  uluslararası gelişen bir pazardır. Tüketiciler için psiko-akustik mühendisleri tarafından yaratılan uyarlamalı algoritmalarla(işlemleyici) dış sesleri algılayan ve zıt evre (antifaz) ses dalgaları üreterek  onları duyulmaz kılan yüzlerce dijital uygulama ve teknoloji vardır

Dr. Dre nezdinde  Beats gibi kulaklıklar “Gürültüyü Bastıran ” bir hayat vaat ediyor; Cadillac’ın “Sessiz Kabin”i insanları “oradaki sessiz korku filminden” koruyabileceğini iddia ediyor.

Bu ürünlere yönelik pazarlama çabaları bize gürültünün dayanılmaz olduğunu ve mutlu olmanın tek yolunun diğer insanları ve onların istenmeyen seslerini susturmak olduğuna ikna etmeyi amaçlıyor. Bu aynı imgelem  Sessiz Bir Yerde de yansıtılıyor:  Sessiz korku filmi” nin tamamındaki tek rahatlama anı, Evelyn ve Lee’nin birbirine bağlı olduğu, kendi müzikleriyle yavaşça sallandıkları ve kendi kulaklıkları dışındaki dünyayı susturdukları zamandır.

Ses iptal eden kulaklıkları için bir Sony reklamında, şirket, tüketicinin son derece boş bir şehir ortamında sonik bir balonun içinde bulunduğu bir dünyayı tasvir ediyor

Sony’nin gürültü engelleme kulaklıkları için 2011 reklamı. (Dünya Reklamları)

İçerik olarak bazıları, kendilerini hazır durumdaki akustik kozalarının içinde  hissedebilirler, insanlar kendilerini ne kadar başkalarından kaynaklanan  istenmeyen sesler olmadığı hayata alıştırırsa o kadar  çok   Sessiz Bir Yerde (A Quiet Place)deki aile gibi   oluyorlar. Aşırı duyarlılaştırılmış kulaklara, dünya gürültülü ve düşmanca oluyor.

Belki de herhangi bir yabancı türden daha çok, bu hoşgörüsüz sessizlik, gerçek bir canavardır

Yazar: Matthew Jordan, Associate Professor of Media Studies, Pennsylvania State University
Çevirmen: Jülide Yapıcı
Kaynak: smithsonianmag

Düşünbil Portal’da yayımlanan, Düşünbil yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. Düşünbil Portal’da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur.


Paylaş
Exit mobile version