Hayatımızın yaklaşık 6 yılını rüya görerek geçiriyoruz: bu da 2.190 gün yani 52.560 saate denk geliyor. Rüyalarımızda yaşadığımız hislerin ve algıladıklarımızın farkında olsak da, uyanıkken olduğumuz gibi bilinçli olmuyoruz. Bu sebepten rüya gördüğümüzün farkına varamayıp o acayip hikâyeleri çoğunlukla gerçek sanıyoruz. Ama bazı insanlar –rüyalarını kontrol edebilenler- rüya sırasında bilincin bazı özelliklerini “uyandırıp” uykuda farkındalık yaşayabiliyorlar. Hatta kontrolü ele geçirip, istedikleri davranışları sergileyebiliyorlar (Başlangıç filminde Leonardo DiCaprio’nun yaptığı gibi).
Rüya kontrolü hala yeterince çalışılmamış bir konu, fakat son zamanlardaki gelişmeler, bunun uyanık bilinçlilikle uyku karışımı bir hal olabileceği fikrini ileri sürüyor.
Rüya kontrolü, uykuda gerçekleşebilen pek çok “tuhaf” durumdan bir tanesi. Hala bir tür uyku halinde, korkudan dehşete düşmüş ve hareketsiz şekilde uyanılan uyku felci, bunlardan bir diğeri. Uyandığımızı sanıp rüyada olduğumuzu anladığımız yalancı uyanmalarsa başka bir tür. Rüya kontrolüyle beraber bunların her biri, uyku sırasında öznel bir bilinç artışının yansıması. Bu uyku halleri arasında geçişle alakalı –ve umulduğu üzere doğrudan bilinç hakkında- daha çok bilgi edinmek için yapılan diğer çalışmalar da devam ediyor.
Rüya Kontrolü ve Beyin
İnsanların yarısı olarak, hayatımızda en az bir kere rüya kontrolü yapıyoruz. Bu iple çekilesi bir olay, çünkü kişiye hayatının aşkıyla tanışmaktan bir ortaçağ savaşını kazanmaya kadar, istediği kurguyu yaratma olanağı veriyor. Rüya kontrolünün tetiklenebileceğine dair kanıtlar var ve internet üzerinde birbirleriyle, rüyada daha çok kontrol sahibi olmak için taktiklerini paylaşan birçok büyük grup var. Rüya totemleri, uyanık dünyadan tanıdık bir eşyanın varlığına göre rüyada olup olmadığını anlama, ya da rüyada kendi etrafında sürekli dönerek kontrolün kaybolmasını engellemek taktiklerden bazıları.
Yeni bir çalışmada katılımcılardan en son gördükleri rüyalarını oldukça ayrıntılı şekilde raporlandırmaları istenmiş ve görülen o ki kontrol edilen rüyalarda, kontrol edilemeyenlere göre kişinin uykuda olduğuna dair gerçekten de çok daha fazla belirteç var. Rüyalarını kontrol edebilen katılımcılar rüya sırasında; düşünce ve davranışlarını idare edebildiklerini, mantıklı düşünebildiklerini, hatta gerçek hayattan anılarına daha iyi erişebildiklerini söylüyorlar.
Kontrol edilen ve edilemeyen rüyalarda verilen bilinçli kararlarla, uyanıkken verilen kararların karşılaştırıldığı başka bir çalışmada, kontrol edilen rüyalarda, verilen kararlar üzerindeki irade gücünün uyanık verilenlerle büyük ölçüde örtüştüğü bulunmuş. Fakat plan yapma becerisi, kontrol edilen rüyada uyanık olma durumuna kıyasla kayda değer şekilde daha kötü. Kontrol edilen ve edilemeyen rüyaların hissi kesinlikle birbirinden öznel olarak farklı. Bu da farklı beyin aktiviteleriyle alakalılar demek olabilir. Fakat bunu kanıtlamak göründüğünden daha zor bir iş. Katılımcıların gece boyunca bir beyin tarayıcısının içinde olmaları gerekiyor ve araştırmacıların, kişinin ne zaman rüyasını kontrol ettiğini çözümleyip, o sıradaki beyin aktivitesini kontrol edilmeyen rüya sırasındakilerden ayırabilmesi gerekiyor.
Zekice planlanmış çalışmalarda, rüya kontrolü yapan kişi ile araştırmacı arasında genelde rüyaların görüldüğü kısım olan REM uykusu için bir iletişim kodu geliştirilmiş. Uyumadan önce, katılımcı ile araştırmacı, katılımcının rüyasını kontrol ettiği işaretini vereceği belli bir göz hareketi üzerinde anlaşıyorlar, iki kere sola sonra iki kere sağa göz hareketi gibi.
Bu yöntem kullanılarak, kontrol edilemeyenden kontrol edilen REM uykusuna geçişin, beynin ön kısmında aktivite artışıyla bağlantılı olduğu saptandı. Beynin bu bölgesi önemli oranda, genellikle sadece uyanık halde görülen davranışlar olan mantıksal çıkarım yapma ve istemli hareket etme gibi “yüksek dereceli” zihinsel fonksiyonlarla bağlantılıdır. Gözlemlenen beyin aktivitesi, gama dalgası aktivitesi, tecrübelerimizin farklı yönlerine erişim sağlamasıyla da bilinir; algılar, duygular, düşünceler ve hatıraların birbirine “bağlanarak” bütünleşik bilinci oluşturması gibi. Takip eden bir çalışmada beynin bu bölgesini elektriksel olarak uyarmanın, rüyada tecrübe edilen kontrol derecesinin artmasına sebep olduğu bulunmuş.
Rüya kontrolü ile alakalı beyin kısımlarını daha detaylı şekilde belirleyen bir başka çalışmada, prefrontal korteks ile precuneus kısımlarında aktivite artışı görülmüş. Beynin bu bölgeleri, öz gönderimsel işlemler ve eylemlilik hissi gibi ileri bilişsel becerilerden sorumludur- yine rüya kontrolünün uyku ile uyanıklık karışımı bir bilinç durumu olduğu görüşünü destekliyor.
Bilinç Sorunuyla Mücadele
Beyinde bilincin nasıl oluştuğu sinirbilimin en kafa karıştırıcı sorularından. Fakat rüya kontrolü çalışmanın, sinirbilimde bilinç üzerine yeni anlayışların yolunu açacağı ileri sürülüyor. Çünkü kontrol edilen ve edilemeyen REM uykusunda, bilinç tecrübeleri birbirinden oldukça farklı olmasına rağmen genel beyin durumu aynı kalıyor (ikisinde de sürekli olarak REM uykusundayız ve çoğunlukla rüya görüyoruz). Kontrol edilen ve edilemeyen rüya sırasındaki detaylı beyin aktivitelerinin farkını inceleyerek, kontrol edilen rüyada bilincin artmasını sağlayan hatlara bakabiliriz.
Dahası, göz hareketlerini uyuyan kişinin rüyasını kontrol ettiğini belirten işaret olarak kullanarak nörobiyolojik aktiviteyi, sadece ileri derece bilincin özelliklerini ve nasıl sürdürüldüğünü anlamak için değil, her şeyden önce nasıl ortaya çıktığını anlamak için de kullanabiliriz.
Yazar: Dan Denis
Çeviren: Saba Başkır
Kaynak: Discover Magazine