Çeşitli sektörlerdeki modern zaman şamanları, diğerlerinden farklı olmalarını kucaklayarak belirsizlikleri ortadan kaldıracaklar gibi görünüyor.
Aka Manai, Dünya’da iki tür insan olduğunu söyler: simata ve sikerei…
Ben bir simatayım. Manai ise bir sikerei. Sikerei dönüştürücü deneyimler geçirdi ve yeni yeteneklerle ortaya çıktı: Sadece onlar ruhları görebilirler.
Aka Manai’nin bana bunu söylediği akşamdan beri Endonezya’da çok şey deneyimledim. Bir inisiyenin ruhları ilk gördüğünde, o ve diğer sikereilerin, babalarının ruhlarının etrafta fırıl fırıl döndüğünü görüp ağladıklarında oradaydım. Dans gecelerine eşlik etmek için düzinelerce domuz katliamına tanıklık ettiğim yedi farklı şifa seremonisine katıldım. Ancak yumuşak yüzlü Aka Manai ile olan sohbet, diğer tüm deneyimlerimin ötesinde, özellikle sikerei ve şamanizm anlayışımı daha da pekiştirmişti.
Ben, toplumların karmaşık ama aynı zamanda benzer yapıdaki geleneklerini araştıran, dans şarkılarından adalete, oradan şamanizme kadar uzanan bilişsel bir antropoloğum. Hipnozcu büyücü hekimler bir Batı okuyucusuna egzotik gelse de Aka Manai gibi şifacıların sebep olduğu benzer sosyal ve psikolojik baskıları sanayileşmiş çağdaş Batı dünyasındaki şaman-analogların da yarattığını iddia ediyorum.
Şaman Ne Demektir?
Endonezya’da tanıdığım sikerei de dahil tüm şamanlar, hizmet sağlayıcıdır. Şifa verme ve kehanette bulunma konusunda uzmanlaşırlar ve verdikleri hizmetler, bir kuraklığı sonlandırmadan bir işin büyümesine kadar genişleyebilir. Tüm büyü uzmanları gibi sihirlere ve belli işlevleri olan gizemli aletlere (gizmolar) güvenirler; fakat şamanları özel kılan şey hipnozu kullanmalarıdır.
Hipnoz, uygulayıcının doğaüstü yeteneğiyle birleştiği söylenen ruhbilime yabancı bir durumdur. Bazı hipnozlar tamamen hareketsizleşmeyi kapsar; bazılarında ise kendinden geçmiş kasılmalar şeklinde kendini gösterir. Bazı Güney Amerika gruplarında şamanlar halüsinojenik etki yapan bir tozu burunlarından çekerek, kendilerini anlaşılmaz ruhani varlıklara dönüştürdükleri bir hipnoz hali de yaşarlar.
Bir şaman olmak, ödeme aldıkları ve özel pozisyonları onlara saygınlık ve etkileyicilik bağışladığından dolayı sık sık faydalar temin eder.
Fakat bu avantajlar, kapsamı gereği çetin sınavlarla dengelenir. Birçok toplumda, taklitçi bir inisiye, neredeyse ölüme yakın bir deneyim olan uzun sofuluk (asceticism) devresine maruz kalana değin kişinin (ve o genellikle bir erkektir) inanılırlığını sekteye uğratır.
Aborijin kökenli Avustralyalı bir şaman, etnograflara, bir aday olarak, organlarının yerini bir büyü ritüeliyle değiştiren yaşlı bir şaman tarafından öldürüldüğünü söylemiş. Ameliyattan uyandığında ve yaşlı şamanın kaybolup kaybolmadığını sorduğunda, yaşlı adam “Hayır, kaybolmadınız; seni uzun zaman önce öldürdüm,” diye cevap vermiş.
Uzun zaman önce ya da kısa süre önce ya da şimdi-burada veya orada, nereye bakarsanız bakın şamanlar vardır. Kendilerini, medyumlar, büyücü hekimler ve dini hareket öncüsü peygamberler olarak gösteren şamanlar, neredeyse tüm belgelenmiş avcı-toplayıcılar da dahil olmak üzere çoğu insan topluluğunda ortaya çıkmıştır. Onlar, atalarından kalma geleneklerin simgesi oldular ve genellikle “ilk mesleklerinin” bu olduğunu söylemişlerdir.
Şamanlar Neden Var?
Biz, uzun boylu primatlar, yeterince uzun süre bir arada kaldığımızda toplumlarımız, neden hipnotik-dans eden şifacılar üretiyor?
Antropolog Michael Winkelman’a göre, cevap bilgeliktir. Winkelman, hipnotize etme ve davul çalmanın, normalde temasa geçemeyen beyin bölgelerini birbirine bağladığını iddia eder. Bu bağlantı, şamanların hastalıkları iyileştirme ve hayvanların yerini saptama gibi şeyleri yapmalarına olanak sağlayan, yeni içgörüler sağlar. Hipnoz konusunda uzmanlaşmalarıyla birlikte şamanlar, normal beyinlerin erişemeyeceği çözümler ortaya koyarlar.
Şamanların sadece deneyimleri değil yaradılışları da egzotiktir. Aka Manai’nin bana üstüne basa basa bana söylediği şey; insanların şamanları zorlu sınamalar yoluyla “öteki” kılan bir tür farklı varlıklar olarak anladıklarıydı. Şaman olmayanlar için kullanılan Mentawai kelimesi, simata gibi, pişmemiş yiyecekleri veya olgunlaşmamış meyveleri tanımlamak için kullanılan bir kelimedir, olgunlaşmamışlığa vurgu yapar. Şaman kelimesi ise aksine, bir sürece katlanmış kişi anlamına gelir: Kerei’d olan ve diğer tarafa bir sikerei olarak çıkan.
İnsanlar bir kere bir kişinin tanrılar ve ruhlarla etkileşime geçtiğine güvendiklerinde, bir belirsizliğe etki etmek istediklerinde onlara giderler. Hasta bir çocuğun ebeveyni veya yağmura ihtiyacı olan çaresiz bir çiftçi, sıkıntılarından sorumlu güçleri yok edebilecek tek kişinin ancak bir şaman olduğunu bildiğinden bunu yapmak adına bu kanalı tercih eder.
Şamanların dünya genelinde ve zaman içinde tekrar etmelerinin bir nedeni olduğunu öne sürüyorum. Uzmanlar büyü pazarlarında rekabet ederlerken, belirsizlikleri kontrol edebilen geri kalanlarımız, insanların büyü ve özel yetenekler üzerindeki sezgilerinin önünü kestiğine ikna oldukları uygulamaların evrimini tetiklerler. Şamanlar bu evrimin doruk noktasıdır. İnsanlığın ötesine geçmek için hipnozu ve inisiyelerini kullanırlar ve müşterilerine, belirsiz olayları denetleyebilen görünmez varlıklarla iletişim kurabileceklerinin garantisini verirler.
Sanayileşmiş Batı Toplumlarının Şamanları Kimler?
Çoğu insan, şamanizmin sanayileşmiş Batı toplumlarında kaybolduğunu sanıyor –bu uzun süredir kayıp olan kabilelerin eski bir geleneğidir, en çok ta Yeni Çağ ksenofilleri (yabancı düşkünleri) ve aşırı mistikleri tarafından bozuldu ve yeniden diriltildi
Bu insanlar bir dereceye kadar haklı. Dünya’daki diğer toplumlarla karşılaştırıldığında, tarih boyunca çok daha az Batılı, hastalıkları iyileştirmek ya da yağmuru çağırmak için hipnoz-uygulayıcılarını ziyaret eder. Ancak onlar da hata yapıyor. Diğer bölgelerdeki insanlar gibi çağdaş Batı toplumlarında yaşayan insanlar da çözümsüz hastalıkları tedavi edebilsin, geleceği yorumlayabilsin diye uzmanlara başvuruyorlar, dolayısıyla, onlar da kendi aralarında rekabet ederek kendi özel yeteneklerini kanıtlamak için yarışıyorlar.
Peki, kim bu modern şamanlar?
Bilişsel bilimci Samuel Johnson’a göre bunun muhtemel adayları finansal para yöneticileridir. Parayı yönetenler aslında piyasayı daha iyi yapmakta başarılı değiller, birbirlerini daha iyi hale getirme konusunda bile sistematik olarak başarısızlar, yine de müşteriler gelecekteki ilahi hisse senetlerine para ödemeye devam ederler.
Bu temel inanç muhtemelen onların ötekilik fikrinden geliyor. Johnson, para yöneticilerinin kendilerini müşterilerden farklı oldukların, aşırı karizma sergilediklerine ve insanüstü çalışma saatlerine katlandıklarına yaptıkları vurguya dikkat çeker. Yöneticiler de zaten, kendilerini üstün matematiksel derecelerle süslüyor ve piyasayı tahmin etmek için karmaşık istatistiksel modeller kullanıyor. Para yöneticileri bir hipnoza girmemiş olmalarına rağmen, bu dereceleri ve modeller müşterilere, uzmanların ne var yok diye başka bir donuk gücün içine bakabilmelerinin güvencesini sağlar.
Tabii ki para yöneticileri imkansızın içinde uzmanlaşmış tek uzman değiller. Medyumlar, spor analistleri, siyasi alimler, ekonomi tahmincileri, ezoterik şifacılar ve hatta bir ahtapot bile insanların belirsizliği ehlileştirme arzularını benzer biçimde doyurur. Şamanlar ve para yöneticileri gibi, onlar kendilerini, özel yeteneklerinin müşterileriler tarafından görünür kılan güvenilirlik rozetleriyle –bir Beyaz Saray iştikakçısı, ya da örneğin bir eski Tibet tıbbına benzerlik- süslerler.
Gizli güçler, kaderimizi şekillendirdiği sürece insanlar, bu güçleri kontrol etmeye çalışacaktır. Ayrıca bu, karlı olduğu sürece sahte-uzmanlar, umutsuz müşteriler için rekabet edecek, en güvenilir ve saygı uyandırıcı kostümler giyecekler. Şamanizm, eski bir geçmiş ya da Yeni Çağ çevreleriyle sınırlı gizemli bir gelenek değildir. O, belirsizliği kontrol etme arzumuz ve özel yetenekler üzerindeki insani önsezilerimizin neredeyse kaçınılmaz bir sonucudur, ayrıca onun unsurları her yerde ortaya çıkar.
(1) Halüsinojenik özellikleriyle dikkat çeken ve Amazon bölgesine özgü tropikal bir asma. Günay Amerika’da psychedelic ayahuasca’nın kutsal kullanımı, Amazon havzasının yerel popülasyonundan dini adetlerde temel ayin unsuru olarak kent merkezlerine de taşınmıştır. (e.n)
©® Düşünbil Dergisi 2020
Yazan: Manvir Singh
Çeviren: Elif Arslan
Kaynak: sapiens.org