55 yıl önce, 14 Haziran 1960’ta Gombe Stream Şempanze Rezervine ilk kez geldim. Devlet İnisiyatifi üzerine, annemle küçük teknemle geldim. Sahilde rezervin iki korucusu ve balıkçı kulübelerinin başı Iddı Matata vardı. Rift Escarpment ile Tanganylka Gölü arasında kalan dolu ormanlarda incelemeye geldiğim şempanzeler yer alıyordu.
26 yaşındaydım ve Afrika vahşi yaşamını incelemek üzerine ne üniversite derecem ne de deneyimim vardı. Ama antropolog/paleontolog Dr. Louis Leakey, insanoğlunun geçmişinin gizemlerinin yanıtlarını taşıdığına inandığı şempanzeleri ve diğer kuyruksuz maymunları bulup incelemem adına bana güvendi. Ben ise onları kendileri için incelemekle ilgileniyordum; çünkü insanların ilgisini çekecek olan onların doğal ortamlarındaki davranışlarının yavaşça belirginleşmesiydi.
Neredeyse 30 yıl boyunca, yılın büyük bir bölümü Gombe’de yaşadım ve orada Gombe Stream Araştırma Tesisi’ni kurdum. Sadece Cambridge Üniversite’sindeki PhD’mi bitirmek ve Stanford Üniversite’sinde araştırma yapmak için birkaç aylık olarak oradan ayrıldım. Ama 1986’da, şempanze davranışları ve şempanzelerin korunmasıyla ilgili bir konferansa katıldıktan sonra, Gombe’den ayrılmam ve dünyayı gezip Afrika’daki şempanzelerin ve ormanlarının karşı karşıya kaldığı tehditleri anlatmam gerektiğini fark ettim. Şempanzeler, habitatları ve onlarla aynı toprağı paylaşan insanlar hakkında çok şey öğrendim. Burada, bu zamanda öğrendiğim 5 şeyi sizinle paylaşmak istiyorum.
1. Şempanzeler, diğer canlılara kıyasla insan primatına en çok benzeyen türdür.
55 yıllık araştırmam boyunca, DNA’ları insan DNA’sı ile yapısal olarak %98 oranında benzeyen şempanzelerin davranış ve biyolojilerini inceledim. Şaşırtıcı entelektüel kabiliyetleri gösteriyorlar, farklı kişilikleri var ve bizim mutluluk, üzüntü, korku , öfke ile umutsuzluk adını verdiğimiz duyguları hissediyorlar. Alet yapıp bunları kullanabiliyorlar, kompleks bir sosyal yapıları var ve aile üyeleri arasında 60 yıl sürebilen destek ilişkilerine sahipler. Bizim gibi şiddet gösterebiliyorlar, hatta ilkel bir şekilde savaşabiliyorlar. Aynen bizim gibi sevme, şefkat ve özgecil de olabiliyorlar.
2. Şempanzeler ve geri kalan doğal dünyayla ilgili öğrenmemiz gerek çok fazla şey var.
55 yıllık bilgi toplamından sonra bile, farklı şempanzelerin özgün davranışları bizi şaşırtabiliyor. Günümüzde DNA yoluyla babalık tespit edilebilmesiyle yepyeni bir araştırma alanı başladı. Yıllar boyunca hem araştırmacılar hem de saha görevlileri şempanzeler hakkında bir bilgi havuzu oluşturup buna katkı sağladılar. Bu data koleksiyonu öğrencilerin bu bilgi havuzundaki deneyimleri birleştirerek kendi öğrenim alanlarını genişletmesine olanak tanıyor. Hatta bazı araştırmalar Gombe’ye gidilmeden bile yapılabiliyor! Başta Southern California, Minnesota ve Duke üniversiteleri olmak üzere çoğu üniversite Gombe’nin araştırma ve data koleksiyonunu destekliyor ve uzun süre muhafaza ediyor. Bu uzun süreli muhafaza, araştırmacıların farklı şempanzelerin hayat öykülerine ve genlerine ulaşımını sağladığı için yeni araştırma alanları açıyor.
3. Elimizdeki yenilikçi teknoloji dahil her unsuru kullanarak şempanzeleri, diğer hayvanları ve habitatları muhafaza etmeliyiz. Bunu habitatlara yakın yaşayan köylülerin hayatını iyileştirmeden yapamayız.
90’ların başında fark ettik ki genellikle fakir olan yerel halka yardımcı olmadan şempanzeleri kurtaramayız. Tanzanya’da TACARE’yi başlatmamın bir sebebi de yerel toplumlarla çalışmadan şempanzeleri kurtaramayacağımızın bilinciydi. Gombe Ulusal Parkı’nın sınırlarında yer alan 12 köy TACARE sayesinde pozitif etkilendi. Bu da onların zamanla bize güvenmelerini ve muhafaza ile koruma görevimizde partnerlerimiz olmalarını sağladı. JGI şu anda Gombe ve güneyindeki 52 köyde aktif.
JGI, aynı zamanda, şempanzeler ve ormanlarını koruma savaşımızda çığır açıcı teknolojiler kullanıyor. Esrl, Google Earth, Digital Globe ve NASA ile çalışarak köylerin, ormanların restorasyonu ve korunması ile civardaki şempanze habitatları ve köyler arasında bir tampon bölge oluşturulmasını da içeren toprak kullanımı planları yapabilmelerini sağlayan mekânsal haritalar oluşturduk. Bugün korucular ve gönüllüler orman ve tekrar ağaçlandırılacak alanların sağlığını inceliyor, herhangi bir kanundışı aktiviteyi kaydedip ilgili merciilere bildiriyor. Bu teknolojiyle ormanda nöbet tutan gözlemciler şempanzelerin yerleri, habitat sağlığı ve muhafazaya tehditler üzerine gerçek zamanlı data sağlayabiliyor.
4. Prensiplerine bağlı kalıp hayallerini izlemek önemli.
10 yaşındayken Afrika’da vahşi hayvanları incelemek istediğimi biliyordum. Çok çalışmamı, fırsatlardan yararlanmamı ve asla pes etmememi öğütleyen annem dışında tüm tanıdıklarım bu hırsıma güldü. Dr. Louis Leakey beni Afrika’ya gönderdiğinde ne derecem ne deneyimim ne de antrenmanım vardı. Ama Louis azmimi ve tutkumu görmüştü ve yeteneklerime inanıyordu. Annemin ve Leakey’in desteği sayesinde inançlarıma sadık kaldım ve eski bilimsel inançları sorgulamaktan korkmadım. Örnek olarak, Cambridge Üniversitesi’ne PhD’mi almak için gönderildiğimde bana şempanzelere isim verilmesinin (sayı atanmalıydı) ve şempanzelerin akıl, duygu ya da kişilikleri hakkında konuşulmasının (bunlar insan hayvanına özel olduğundan) bilimsel olmadığı söylenmişti. Ne şanslıyım ki çocukluk öğretmenim olan köpeğim Rusty bana bunun doğru olmadığını öğretmişti. Pek çok genç insan, bana, onlara bunu yapabileceklerini fark ettirdiğim için bana teşekkür etti.
5. Genç insanları harekete geçmeleri için teşvik etmek bu dünyayı daha iyi bir yer haline getiriyor.
1991’de Roots&Shoots adını verdiğim, anaokulundan üniversiteye uzanan, dünyayı daha iyi bir hale getirmek için bir program başlattım. Her grup 3 proje amacı seçiyor: insanlara yardım etmek, hayvanlara yardım etmek ya da çevreye yardım etmek. Sonra kollarını sıvazlayıp işe başlıyorlar. JGI gençleri, insanların doğaya verdikleri zarar ve bunu nasıl geri alabileceğimiz hakkında eğitiyor. Çocuklarda doğaya karşı bir merak ve saygı duygusu uyandırmaya çalışıyoruz. 130 ülkede aktif bu programımıza Disney ve Unilever gibi şirketler de destek veriyor. Şüphesiz dünyanın pek çok yerinde bir değişim yaratıyoruz, huyları değiştiriyoruz.
Gombe’de, geçtiğimiz 55 yıl içinde yapılan keşif ve başarılardan gururluyuz. Ama emekli olmaya hazır değilim. Enstitümün geleceği hakkında daha fazla bilgi için lütfen sitemizi ziyaret edin: janegoodall.org
Birleşmiş Milletler Barış Elçisi ve Jane Goodall Enstitüsünün kurucusu Jane Goodall hakkında
Temmuz 1960’ta, 26 yaşındaki Jane Goodall, İngiltere’den bugünkü Tanzanya’ya gitti ve cesurca vahşi şempanzelerin dünyasına girdi. Bir defter ve dürbünden başka hiçbir şeyi yoktu. Ama tükenmeyen sabrı ve iyimserliğiyle başta utangaç olan bu yaratıkların güvenini kazandı. Yabancı ama aynı zamanda tanıdık gelen dünyalarına bir pencere açtı. Toplum hala da devam eden bir büyünün etkisine girdi. Bugün, Jane’in işi, soyu tükenmekte olan türlere (özellikle şempanzelere) yardım ve dünyayı tüm sakinleri için daha iyi bir yer getirme amacını taşıyor. Jane Goodall Enstitüsü, Tanzanya’daki Gombe Ulusal Parkı’nın şempanzelerini korumak için çalışıyor; ancak bunun yerel insanlara yardım etmeden gerçekleşemeyeceğinin da farkında. Toplum merkezli muhafaza programları, yerel insanları gerçek partnerler haline getiren sürdürülebilir kalkınma projeler içeriyor.
Kaynak: evrimselantropoloji.org