Sen kimsin? Karmaşık bir soru, değil mi?
Sen Sam misin; iki çocuk babası, bir market zincirinin yedi bölge yöneticisi? Ya da Ellie misin; 21 yaşında, bir gün Broadway’de dans etme hayali olan bilgisayar mühendisi? Hadi buyur. Cevaplamaya çalış. Bekliyorum.
Ben mi? Ben öyle pek havalı değilim. Sabahları sen uyumaya çalışırken seni uyandırmıyorum. Sen bana banyo yaptırmaya çalışırken yeri göğü inleterek ulumuyorum. Sen sabahın 3’üne kadar televizyonda uyduruk programlar izleyip bana arada bir atıştırmalıklarından bir parça verirken minnetle kucağına sokuluyorum.
Ben, düz ve basit, iyi bir köpeğim.
O zaman neden kimliğim sürekli saldırı altında?
“Hanimiş benim iyi köpeğim? Sen çok mu iyi bir köpeksin bakayım? Sen iyi bir köpek misin? ŞU AN BU ODADA İYİ BİR KÖPEK OLAN KİM?”
Benim. Cevap: benim. Senin en iyi dostun. Senin tatlışın. Adımın Moosey olduğu konusunda anlaşmış olmamıza rağmen sürekli “köpüş” dediğin.
Senden sadece, arkadaşın Brooke olarak geçen yaz zor bir dönemden geçerken ona sunduğun haysiyeti rica ediyorum. Ona açıkça bildirmiştin: “Sen iyi bir insansın. Sen bundan daha iyisini yapabilirsin. Daha güzel günlerin gelecek.”
Ben iyi bir köpeğim. Bunca zamandır iyi bir köpek olma çabasıyla gerçekleştirdiğim çalışmalarım sonucunda kazandığım namımı korumak için savaşarak kendimi düşürmeyeceğim. Ben kendimi yalnızca, açıkça canım yürüyüşe gitmeyi ya da oyun oynamayı çok istediğinde alçaltırım!
Çeviren: Saba Başkır
Kaynak: Above Average