Altı yaşındaki bir çocuğu halka açık bir yerde yalnız başına görseydiniz ne yapardınız? Evet, UNICEF, Youtube’da 2 milyondan fazla izlenme oranıyla karşılanan kısa bir video paylaştı. Video’da altı yaşındaki oyuncu Anano değişik şekillerde giyinmiş ve farklı durumlar içerisine girmiştir. Anano şık giyimliyken, insanların ona etkin bir şekilde yardım ettiğini görüyoruz. Fakat Anano’nun dış görünüşü onu bakımsız gösterecek şekilde değiştirildiğinde, insanların ona yaklaşmadıklarını ve hatta bazen çekip gitmesini söylediklerini görüyoruz.
İnsanlar neden Anano’ya nasıl giyindiğine bağlı olarak farklı davranıyor?
Övünülecek bir durum olmasa da açıklaması şu; insanların kökleşmiş önyargıları vardır ve yoksun olandan (ezilenden) ziyade ayrıcalıklı olana yardım etmeyi tercih ederler. Saçı başı dağınık haliyle Anano çeşitli önyargılara yol açabilen sokak kültüründen gelmiş bir çocuğu andırıyor. Yine, aynı şartlar içerisinde bulunan farklı kültürel geçmişe sahip farklı bir çocuğu düşünebiliriz. Bu insanların tepkilerinin aynı kaldığını görmek şaşırtıcı olmayacaktır. Aslına bakarsanız, videodaki kişilerin sizden bizden farkı yok. Aynı durumda biz olsak, biz de aynı şekilde bir tepki mi verirdik?
Anano’nun diğer insanlara nasıl yanıt verdiğimiz sorununu aydınlatan durumuna farklı bir bakış açısı önermek istiyorum. Aciliyet ve gereklilik arasında önemli bir ayrım vardır. Bir şey ivedilikle ilgi ve icraat gerektiriyorsa o durum acildir. Örneğin, bir kişinin boğulması acil bir durumdur, çünkü birileri yardıma koşmazsa o kişi ölür. Bir gereklilik ise, özellikle temel gereklilik, biri için vazgeçilmez ya da çok önemli olan şeydir, örneğin iyi bir hayat sürmek. Alınan temel eğitim o çocuk için temel gereksinim olarak değerlendirilir, çünkü temel eğitim olmadan çocuğun toplum içerisinde layıkıyla görev yapan bir birey olmada gerekli olan bilgiyi edinmesi neredeyse imkansızdır.
Anano’nun videosu belki de şunu yüzüne çıkarıyor; insanlar şık giyimli bir çocuğu yalnız başına halka açık bir yerde gördüğünde, bu duruma acil bir şekilde müdahale ediyorlar. Bu tabii ki olağan bir durum değil zira kız çocuğu kaybolmuş da olabilir. Ve yanlış insanlara rastlarsa belki daha büyük bir tehlikeyle karşılaşabilir. Bunun, insanların yardım etmeye hazır olduğu acil bir durum olduğunu farzedelim.
Bunun tersine, bakımsız görünümlü Anano’yu gördüklerinde, bunu acil bir durumdan saymıyor gibi görünüyorlar. Ne yazık ki, bu, bakımsız görünümlü tüm çocuklar için geçerli bir durum. İnsanların, bu kızın sokakta yaşadığını düşündüğünü tahmin etmek zor değil. Hatta belki ailesi onu dilenmek için sokağa gönderiyordu. İnsanlar, bakıma muhtaç bir çocuğun ihtiyaçlarını karşılamada kimin sorumluluk sahibi (aile mi?, devlet mi?) olduğu konuşunda kuşkuluyken, kendilerinin ona yardım etme sorumluluğuna sahip olmadıklarını düşündükleri görülebiliyor.
Aciliyet ile gereklilik arasındaki ayrım bize videodaki insanların davranışlarına dair farklı ve mantıklı bir açıklama sağlıyor, fakat bu, insanların davranışlarını meşrulaştırmaz. Olaya seyirci kalanlar, sırf acil bir durumda olmadıkları için bakımsız çocuklara yardım etme sorumluluğuna sahip olmadıklarını düşündükleri yalanını söylüyorlar kendilerine. Aslında, hepimizin tüm insanlığın temel ihtiyacını karşılama konusunda sorumluluğu var.
Tabi bazı insanlar diğerlerine zarar vermediğimiz sürece, yanı başında ailesi ve arkadaşlarının olduğu herhangi birine yardım etmek zorunda olmadığımıza inanır. Fakat bu manzara doğruysa acil bir durum içerisinde olan bir yabancıya bile yardım etmek zorunda değiliz. Uygarlıktan kilometrelerce uzaklıkta yalnız yaşayan biri olduğunuzu ve kapınızın önünde yeni doğmuş bir bebek bulduğunuzu farzedin. Ona yardım edecek tek kişi sizsiniz ve siz yiyecek vermezseniz o açlıktan ölecek. Fakat daha önce tartışılanlar üzerinden gidersek bebeğe hiçbir şekilde yardım etmek zorunda değilsiniz ve onun ölmesine göz yumacaksınız, çünkü o, sizin bebeğiniz değil ve onu böyle bir çıkmaza sürüklemezsiniz. Bu tür bir manzara, duyarsız ve yoldan çıkmış bir durum gibi gözükmekte.
Diğer insanlar belki sadece acil durumda olan insanlara yardım etmekle mükellef olduğumuzu düşünüyor olabilirler. Fakat bu durum üzerinde biraz kafa yormakta yarar var. 80 yaşındaki bir adamın iki gün içerisinde, 20 yaşındaki bir kadının ise bir yıl içerisinde yardım edilmezse öleceklerini farzedin. Kaynaklar sınırlı olmadığı takdirde elbette her ikisine de yardım etmeliyiz. Fakat kaynakların sınırlı olduğunu ve yalnız ikisinden birini kurtarabileceğimizi farzedin. Böyle bir durumda adamın durumu daha acil olsa bile kadına yardım etmemiz gerekiyor gibi görünmektedir. Yardım edildiği takdirde kadın bundan daha fazla yarar sağlayacağını kanıtlayacaktır. Gerçek şu ki bazen gereksinim sahibi insana karşı, acil durumdaki insana olandan daha fazla sorumluluğumuzun olması, sadece acil durumdaki insanlara yardım etmemiz gerektiğinin doğru olmadığını gösterir.
UNICEF, 2030’a kadar harekete geçmezsek, dünya genelinde 165 milyon çocuğun aşırı yoksulluk içerisinde yaşayacaklarını ya da bir günde 1.90 dolardan daha az parayla geçineceklerini; beş yaşın altındaki yaklaşık 70 milyon çocuğun büyük ölçüde önlenebilecekken önlenemeyen nedenlerden öleceği; altı ile on bir yaş arasındaki 60 milyon çocuğun okulsuz kalacağı ve 75 milyon kız çocuğunun evlendirileceğini tahmin etmektedir. Gereksinimleri acil olarak algılanmıyor olsa da, bu, devasa sayıdaki insanın ihtiyaç sahibi olduğu anlamına gelir.
Sonuç olarak, evsiz kalmış Anano’lara karşı tutumumuzu değiştirmeye çalışmalı ve daha anlayışlı, yardım etmeye daha çok istekli olmalıyız.
Yazar: S. Matthew Liao
Çevirmen: Cansın Toprak
Kaynak: Aeon