Tezer Özlü’nün yakın dostu Ferit Edgü’ye 1966 sonbaharında yazdığı bir mektup:
Sen trendesin şimdi. Ben de oturuyorum burada. Saat 12’ye geliyor. Gecenin bu saatlerinde insanlar kısıyorlar seslerini. Sessizlik bürüyor ortalığı. Ben de daha iyi duyuyorum dinlediğim müziği. Daha çok yitiriyorum tüm düşüncelerimi. Olmayan düşüncelerimi. Uyuyabilmem için hiçbir neden yok. Sabah 8’de kalkmış olmam, o ilgisiz büro, ev, ben, beni yoramıyor artık. Uyanmam için de hiçbir neden yok. Bu kelimeleri alt alta, yan yana dizmem için de. Bir gece. Diğerleri gibi. Bir ben. Diğer benler gibi. Bugün eski ben’lerimden biri olduğumu duydum. Karşılıklı gülsek. Gülebilir miyiz dersin? Gülebilir misin?
Bu gece okuyacak bir şey bulamıyorum. Bugün senin Bozgun’u okumaya çalıştım. Üç kelime okuyabildim. Elim, elimden çıkan kelimeler, benden uzaklaşıyor. Bu satırlar ben değil artık. Kafamdan geçenleri yazamam. Bir şey geçmiyor çünkü.
Geçenlerde düşümde yüksek bir yapının camının altında, bir parmak kadar dar bir yere abanıp kalmışım. İçeriye girsem, girmeye yeltensem, camdan odaya bir adımımı atsam, düşüp ölecektim. Ama o cam kenarına yapışıp, boşluğun üstünde kendimi tutacak gücüm kalmamıştı. Nasıl olsa çözülecekti ellerim. Ve ben düşecektim boşluğa.
Yarın bütün gün trende gidecek olan sen misin? Nereye? Niçin?
Yarın bütün gün büroda oturacak olan ben miyim? Neden? Niçin? Hiçbir yerde olmak istemiyorum ki.
Belki de ben bugün ilk defa her şeyin sonundayım.
Gene bir yığın günler geçip gidecek ve ben kendi kendime, işte bugün ilk defa her şeyin sonundayım mı diyeceğim?
Korkuyorum. Korkuyorum. Korkuyorum.
Ankara, Eylül/Ekim, 1966 Cuma
Her Şeyin Sonundayım
Sel Yayıncılık, Mart-2010
Cafrande Kültür Sanat & Hayat’ın internet sitesinden alınmıştır.