Narsistle tanıştığınızda kusursuz biriyle tanıştığınızı düşünürsünüz. Zekidir, esprilidir, yaratıcıdır, özgüveni çok yüksek görünür. Onaylanmayı ve alkışı sever. Narsist, bir manipülasyon ustasıdır. Gözlerinizde bir hayranlık ışıltısı uyandırmak için doğru notayı bulmaya çalışır. Sizde hayranlık uyandıran her ne ise onu sezer ve size sunar. Sizin hayranlığınızı kazanana dek oyun devam eder. Bunu başardığında ise ilk perde sonra ermiştir. Arzuları doyuma ulaştıktan sonra, siz onun oyunun tam ortasında çıkıp gittiğini görebilir ve şaşırabilirsiniz. Artık siz de onu arzuluyorsunuzdur. Sizde bir talep yaratmayı başarmıştır. Sizden çok, gözlerinizdeki hayranlık ışıltısı ile ilgilenmiştir.
Narsist, dışarıdan çok görkemli görünür. Başarıyı sever, en iyiyi ister, en iyiye oynar. İç dünyasında ise ürkek ve kendinden bir türlü emin olamayan bir çocuk vardır. Narsist, kendilik değerini bir başkasının onayı üzerinden konumlandırır.
İçimizde bir pervane olduğunu düşünelim. Şimdi bu pervanenin enerji ürettiğini. Enerji üretmek için hep başkalarının alkışına ve övgüsüne ihtiyacı olan bir pervane. İşte bu narsistin döngüsüdür.
Narsistin empati duygusu zayıftır. Başka insanların neler hissedebileceğini algılamakta zorlanır. Hatta duyguları küçümseyebilir, duygulardan söz etmeyi bir zaaf olarak görebilir. Hep kendinden bahsetmek ister. Kendi başarıları, kariyeri, gelecek planları… O sırada sizin onu dinleyebilecek durumda olup olmamanızla ilgilenmez. Kurduğu ilişkiler ihtiyaç odaklıdır. Yani araçsaldır diyebiliriz.
Bir başkasına ihtiyaç duyduğunu kabullenmek zordur onun için. “Ben kendime yeterim, kimseye ihtiyacım yok” gibi cümleler kurabilir. Hata toleransı düşüktür ve hatalarının ortaya çıkmasından hoşlanmaz. Hatta bu nedenle çok öfkelenebilir ve sizden tamamen uzaklaşabilir.
Narsistte utanç ve haset çok yoğundur. Kendinden emin görüntüsünün altında her narsist, kusurlu hisseden ve her an kusurları ortaya dökülecekmiş korkusu yaşayan bir çocuk taşır. Bu onun derinlerde hissettiği utanç duygusudur. Haset duygusu ise, kendini yeterli hissetmeyen narsistin, onun sahip olmadıklarına sahip olan kişilere hissettiği duygudur. Bu haset öyle noktalara varabilir ki, kişi karşısında gördüğü güzel manzarayı bozmak isteyebilir. Bunu nasıl yapar? Genellikle acımasızca eleştirerek ve aşağılayarak. Sahip olamadığı bir şeyi karşısındaki insanda gördüğünde ona haset duyar, öfkelenir. Bu ona kendi eksikliğini hatırlatır. Karşı tarafı yıpratmak ister. Narsistte haklılık şeması çok belirgindir. Öfkelendiğinde sözel olarak saldırgan olabilir. O hep haklıdır. Özür dilemek onun için çok zordur.
Narsistin bu kusursuz görüntüsünün altında, büyük bir boşluk vardır. Onun içindeki bu boşluk çocukluk dönemlerinde oluşmuştur. Olduğu gibi sevildiği şefkatli bir ebeveyn ilişkisinden mahrum kalmış olabilir. Belki de gerçekte kim olduğuyla ilgilenmeyen bir anne babası olmuştur, onu kusurlarıyla kabul eden bir ebeveyn ilişkisinden mahrum kalmıştır. Koşulsuz sevilmemiş, sıcaklık hissedememiş, şefkatli bir rehber bulamamıştır kendine. Sevilmeyi “hak edebilmek için” bir ideale ulaşma çabasıyla yıllarını geçirmiş, devasa bir sahne dekorunun arkasında yaşamak zorunda kalmıştır. Sınırları öğretilmemiş, başka insanların duyguları hakkında fikir verilmemiş, her istediği hep onun istediği zamanda karşılanmış ve gerçekçi kural ve sınırlarla karşılaşmamış bir çocukta da narsizm gelişebilir.
Narsistin gerçek, samimi, derin bir ilişkiye duyduğu ihtiyaç öyle derindir ki, onu tamamen inkar eder. Çünkü eğer kabul ederse, sahnedeki dekoru indirmesi gerekecek ve arkadaki ürkek çocuğu herkes görecektir. Kendini olduğu gibi sunduğunda sevilmeyeceğini düşünür.
Beğenilmekten hepimiz hoşlanırız. Övgü almak hepimizi mutlu eder. Narsistin farkı, bütün yaşamını bu onay arayışına göre sürdürmesidir. İnsanların gözlerinde bir hayranlık parıltısı arayarak geçirir ömrünü…
Yazar: Merve Tarhan
Düşünbil Portal’da yayımlanan, Düşünbil yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır.
Düşünbil Portal’da yayınlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur.