Paylaş

İnsanlar olarak kendimizi diğer türlerden ayrı düşünürüz ki aslında onlardan çok da farklı değilizdir. Peki bizi eşsiz kılan nedir? Herkes böyle düşünmese de bence bu, dildir.

Bazı insanlar bizi eşsiz kılan şeyin, diğer türlere göre büyük bir beyne sahip olmamız olduğu konusunda ısrar eder fakat yunusların beyni kütlesel olarak insanlarınkinden daha büyüktür. Bazı insanlar da baş parmaklarımızın bizi diğer türlerden ayırdığını ileri sürerler fakat koalalar da her iki elinde iki baş parmağa sahiptir.

İki ayağımız üzerinde mi yürüyoruz? Evet, tabii ki ama kanatlı türler de bu şekilde yürüyor.

Bazı kişiler ise bireyselliğimizin araç-gereç kullanmakta yattığında ısrarcı fakat birçok farklı omurgalı türü de araç-gereç kullanıyor bunlara primatlar, filler ve kuşlar da dahil. Hatta damarlı ahtapot ve bazı tür karıncalarla eşek arıları da alet kullanıyor.

O zaman cevap… dildir. Diğer türlerden farklı olarak karmaşık ve soyut düşünceler üzerinden iletişim kurabiliyoruz.

Önce konuşma dili vardı. Sonra bağımsız bir şekilde birkaç insan kültürü yazıyı geliştirdi-  bu da binlerce yıldır insanların birbirleriyle iletişim kurduğunu gösteriyor.

Dil aracılığı ile medeniyetler kurduk, bilimi, tıbbı, edebiyatı ve felsefeyi geliştirdik. Her şeyi kişisel deneyimlerden öğrenmek durumunda da değiliz çünkü dil aracılığı ile diğerlerinin deneyimlerinden de öğrenebiliyoruz.

Dil, bizi insan yapar ve bu DNA’mıza kodlanmıştır.

Dil geni
“Dil geni” olarak bilinen FOXP2, insanlarda bulunan eşsiz bir dizidir. Diğer memeliler iki temel 303 ve 305 amino dizisinde benzer amino asitleri paylaşırken, bu asitler insanlarda farklıdır. Bu ikame mutasyonlar, 4 ila 8 milyon yıl önce ortak ata şempanzelerden ayrıldıktan bir süre sonra ortaya çıkmıştır. Kendi özgü FOXP2 protein dizisini, yaklaşık olarak 400,000 yıl önce ayrıldığımız Neanderthaller ve Denisovanlarla da paylaşıyorduk.

Diğer insansılara kıyasla insanlar, FOXP2 gen dizisini düzenleyen ek bir mutasyona sahiptir. Acaba FOXP2’nin son mutasyonu diğer insansıların soyu tükenirken daha iyi bir iletişim yoluyla hayatta kalmamızı mı sağlamıştı?

Bu mutasyonın hızlı bir şekilde son 50,000 yıl boyunca  yüksek sıklıklarda insan genomlarına dahil olması, bir hayat kalma avantajı taşıdığını ileri sürüyor. FOXP2’deki en yeni değişiminin etkilerini anlamaya çalışan araştırmalar da hala sürüyor.

FOXP2 geni beyin gelişiminde yer alıyor, özellikle de sese ait davranışsal kısımda. FOXP2, ispinoz, kanarya ve papağan gibi taklit yoluyla öğrenen ötücü kuşlar için özellikle önemli hale geliyor.

Ötücü kuşların beyninde FOXP2, kuşlar ötmeyi öğrenirken en yüksek seviyeye ulaşıyor. Zebra ispinoz kuşu beyninde FOXP2 dizisindeki eksiklik bu kritik dönemde kuşun tamamen ya da düzgün bir şekilde ötmeyi öğrenmesine engel olmakta.

İnsanlarda FOXP2 mutasyonları gelişimsel-sözel dispraksi olarak bilinen ciddi konuşma ve dil eksikliği ile ilişkilendirilen bir rahatsızlıktır ki ses kaslarını etkileyerek dili ifade etmede güçlüğe neden olur. Ne kadar korkunç ve sınırlandırıcı bir durum…

Sonuç olarak dilde biz, doğrulukla güzellik buluruz ve insan olarak neyin doğru ve neyin güzel olduğu hakkında konuşmak için de dili kullanırız.

Yazar: Amy Marshall
Çevirmen: Özge Mete
Kaynak: Science Alert

Düşünbil Portal’da yayımlanan, Düşünbil yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır.


Paylaş

Düşünbil Portal

Düşünbil Portal, bilim, felsefe ve psikanaliz alanlarında yazılı ve görsel içerikli makale, deneme ve çeviri yayınlayan çok içerikli bir portaldır. Genel okur-yazar kitlenin bilinçlenmesini ve farkındalık kazanmasını amaçlamaktayız. “Düşünen her insan gençtir” vizyonu ile her genç insana hitap etmeyi amaçlayan Düşünbil Portal, dergi ve etkinliklerle bu amacını geliştirmektedir.

https://www.dusunbil.com