Paylaş

H-ALTER’in Edward Said hakkındaki sorularına cevap veren, Oxford Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler bölümünde fahri profesör olarak hizmetlerine devam eden akademisyen ve tarihçi Avi Shlaim, Said için şöyle der: “Bir arada yaşamaya ve barışa dair umudunu asla yitirmeyen bir entelektüel.”

Yaşamının son yıllarını barış üzerine derin düşüncelerle geçiren Said, “Doğu” ve “Batı” arasındaki çatışmayı anlayabilmemiz için ilkin bu ikiliğin doğal ve değişmez olmadığını, karşılıklı olarak birbirlerini tanımladıklarını hatırlatarak bilgi, temsil ve iktidar hakkında düşünmemizi sağlar.

Şarkiyatçılık‘ın önsözünde şöyle yazar Said:

“Şark, Avrupa’nın sadece komşusu değildir; Avrupa’nın en büyük, en zengin, en eski sömürgelerinin mekanı, uygarlıkları ile dillerinin kaynağı, kültürel rakibi, en derin, en sık yinelenen Öteki imgelerinden biridir. Ayrıca, Şark, onun karşıt imgesi, düşüncesi, kimliği, deneyimi olarak Avrupa’nın (ya da Batı’nın) tanımlanmasına yardımcı olmuştur. Ne ki, bu Şarkların hiç biri salt imgelemde yaratılmış değildir. Şark, Avrupa’nın maddi uygarlığı ile kültürünün bütünleyici bir parçasıdır. Şarkiyatçılık bu bütünleyici parçayı, kültür, hatta ideoloji düzleminde, bir söylem biçimi olarak -bu söylemi destekleyen kurumlarla, sözcük dağarcığıyla, araştırmalarla, imge dağarcığıyla, öğretilerle, hatta sömürge bürokrasileri ve sömürge biçemleriyle birlikte- dile getirir, temsil eder.” (1)

“Şark” hakkındaki bilgiyi yeniden üretirken ve onu temsil ederken, Şark’ın her zaman Batı tarafından düzeltilmesi gereken bir imge olduğunu söyler Said:

“(Doğu’da ‘bir yerlerde’ki) Şark, Avrupa toplumunun, ‘bizim’ dünyamızın sınırlarının dışında kalmasından ötürü düzeltilir, hatta cezalandırılır; böylece Şarklaştırılmış olur Şark- Şark’ı Şarkiyatçılara ait alan olarak belirlemekle kalmayan, acemi Batılı okuru da (d’Herbelot’nun alfabetik sırayla düzenlenmiş Şark Kitaplığı gibi) Şarkiyatçı şifreleri gerçek Şark olarak kabul etmeye zorlayan bir süreçtir bu. Kısacası hakikat, sonunda varoluşunu bile Şarkiyatçıya borçluymuş gibi görünmeye başlayan kaynağın kendisinin değil, bilgisel yargıların bir işlevi haline gelir.” (2)

Said’i anmak ve çalışmalarını hatırlamak adına H-ALTER’in konuştuğu Judith Butler, Laleh Khalili, Avi Shlaim ve Illan Pappé’nin yorumlarını okumak için “Edward Said’i anarken: Bir arada yaşamaya ve barışa dair bir umut” başlıklı çevirimize göz atabilirsiniz. 

 

(1), (2): Said, E. (2014). Şarkiyatçılık. İstanbul: Metis.

Düşünbil Portal’da yayımlanan, Düşünbil yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır.


Paylaş

Düşünbil Portal

Düşünbil Portal, bilim, felsefe ve psikanaliz alanlarında yazılı ve görsel içerikli makale, deneme ve çeviri yayınlayan çok içerikli bir portaldır. Genel okur-yazar kitlenin bilinçlenmesini ve farkındalık kazanmasını amaçlamaktayız. “Düşünen her insan gençtir” vizyonu ile her genç insana hitap etmeyi amaçlayan Düşünbil Portal, dergi ve etkinliklerle bu amacını geliştirmektedir.

https://www.dusunbil.com