Paylaş

Tiyatronun kenti Atina’dır. Atina tiyatroya can vermiş, onu beslemiş ve sonunda onu klasik dünyanın devi haline getirmek üzere yetiştirmiştir – en azından Yunan filozof Aristoteles’e göre bu böyle. Sophocles, Aeschylus, Aristophanes ve Euripides gibi bilinen oyun yazarları bu şehirden çıkmışlardır. Tiyatronun Yunan dünyasına yayıldığı yer de Atina’dır ve günümüze dek hiçbir şehir devleti “tiyatro şehri” olma unvanını Atina’dan devralamamıştır.

“Tiyatro” sözcüğü Yunancada genellikle “araç” anlamındaki -tron ve “izlemek” anlamındaki “thea” sözcüklerinin birleşimi olan theatron’dan gelmektedir. Birebir ifadesiyle theatron bu durumda izlemek amacıyla yapılmış bir araç ya da yeri ifade eder – tıpkı tiyatro gibi. Bu nedenle tiyatronun antik Atina’da -Tanrıça Athena’ya adanmış şehrin en yüksek yeri olan ve böylece Altın çağın tüm ihtişamıyla izlendiği, Dionysos şenliklerinin merkezi mekânı Akropolis’te -gelişmiş olması akla uygun görünüyor.

Epidauros ‘daki Antik Yunan Tiyatrosu ( CC BY SA 3.0 )

Atinalı Thespis ve Yunan Tiyatrosunun Temelleri

Yunan Tiyatrosunun MÖ. 6. Yüzyılda, Atinalı Thepsis’in yaratısı olarak ortaya çıkmış olduğuna inanılmaktadır (yine de bu tartışmaya açık bir konudur).

Uygulamanın kökenleri belirsiz olsa da tragedya gösterilerinin rolleri ve aksesuarları arasındaki bağlantı, Tanrı Dionysos ile ilişkilendirilen esrik ayinlerin etkisi doğrultusunda ele alınmıştır. Şarabın, eğlencenin, bereketin ve coşkulu uyanışların tanrısı olan Dionysos’un ise antik Yunanlılar tarafından bile yabancı kaynaklardan geldiğine inanılır- ya bir Tanrı, keşif gezisi sırasında göndermiştir onu, ya da alışılmadık ayinlerin garip bir icadıdır. Bu ayinler -her ne kadar Dionysos ile ilişkilendirilen yalnızca kadınlar olsa da – gecenin karanlığında kostümler ve maskeler ile dolaşan, tanrıları ile yan yana cinsel hazlara kendilerini bırakan kadın ve erkeklerin esrimelerinden oluşur. Dionysos yalnızca sarhoşluğun Tanrısı olarak bilinir. Oysa özünde daha yüksek düzeyde bir aydınlanmaya ulaşmak adına yürüttüğü ibadetler üzerine (bu yazar tarafından da) yapılmış birçok araştırma bulunmaktadır.

Dionysos’un Zaferi ve Mevsimler Mermer Lahit, Roma, yaklaşık M.S. 260–270 (Kamu Malı)

Yunan Tiyatrosunun Yapıtaşları

Tragedyanın Dionysos geleneklerinden ne derece etkilendiği tam olarak bilinmese de temel yapıtaşlarından söz edilebilir: Bunlar (oynadıkları kadar dans eden) oyuncular, giyilen maskeler, kostümler ve tanrı-insan karşıtlığını konu alan mitolojik metinlere dayanmalarıdır. Her zaman memnun edici olmasa da oyundaki bunalıma bir son getiren çözülme olarak tragedyaların sonundaki katarsis, Dionysos kültünün getirmeyi hedeflediği aydınlanma ve uyanış ile ilişkilendirilebilir.

Bununla birlikte bahsedilen maskeler gösteri için özellikle – belki de Dionysos ayinlerinde olduğundan daha çok – önemlidir. Bunun sebebi maskelerin oyunculara gerekli tüm rollere bürünmelerine olanak sağlamasıdır. Bu rollerin insan, tanrı, şeytan-tanrı ya da canavar olması, anlatılan öykü için önem taşır ve bu yüzden maskeler teatral gösterilerde merkezi bir önem taşırlar.

Tiyatro sahnesi: (hepsi maske takan) İki kadın ve bir cadı. Pompei’deki Villa del Cicerone’dan bir roma mozaiği, şuan Nepaldeki Museo Archeologico Nazionale/  Ulusal Arkeoloji Müzesi’nde. Samoslu  Dioscorides’in eseri (Kamu Malı)

Edebi alandaki tasvirlerinin, fresk ve vazo resimlerindeki sanatsal yeniden üretimlerinin yanı sıra birçok maskenin aslı da günümüze dek ulaşmıştır. Yunan ya da Roma geleneğinden (Romalılar kendi tiyatrolarını tasarlamadan önce Yunan tiyatrosundan büyük ölçüde ödünçlemişlerdir) günümüze ulaşan neredeyse her tiyatroda maskelerin önemi açıkça görülebilir. Korkunç gülüşlerle, haykırışlarla, ağlayışlarla ya da öfkeyle masum izleyicilere bakan yontular, ağızları kocaman açılmış, gözleri tabak kadar büyük maskeler; her biri gerçekten akılları varmış izlenimi uyandırır.

Helenistik dönemden tiyatro maskelerinin yontuları. (Günümüzde Atina’daki Ulusal Arkeoloji Müzesindeki 30 Numaralı odada sergilenmekte)

Helenistik dönemden tiyatro maskelerinin yontuları. (Günümüzde Atina’daki Ulusal Arkeoloji Müzesindeki 30 Numaralı odada sergilenmekte CC BY SA 3.0 )

Antik Yunan Tiyatrosunun bölümleri şu şekildedir:

Orkestra: Metnin anlatımından sorumlu koronun şarkı söylediği, dans ettiği ve oyuncularla etkileşim içinde olduğu “dans alanı” 

Theatron: Seyircilerin bulunduğu alan 

Skene: Birebir anlamı “çadır” olan bu yapı ,sahnenin arkasında yer alır ve genellikle arka sahne işlevi görür.

Parados: Koro ve oyuncular arasında bulunan giriş yoları

Yunan Tiyatrosunun Kısımları. ( Walter Englert/Reed College ) 

Tragedya, Komedi, Satir

Yine de Antik Yunan draması yalnızca tragedyadan oluşmaz. Aslında Yunan dramasının tragedya, komedi ve daha kısa satirlerden oluşan üç temel biçimi olduğu söylenebilir. Tragedyalar ve komediler antik tiyatronun temelini oluştururlar. Tragedyalar özellikle mitolojik sahneler vasıtasıyla insanlık halini konu alırken, komedi ilk dönemlerinde siyasi liderleri sorgulama ve onları yerme cesareti gösterirdi. Tragedyanın komediden önce ortaya çıkmış olması, komedide hüküm süren Dionysosçu unsurları da açıklığa kavuştururken; satirler ise her ikisinin de özelliklerini içerir.

Komedi yüzyıllar içerisinde büyük oranda değişim göstermiştir. Aristophanes’in Lysistrata’sı gibi erken dönem oyunları, liderlerde ve savaşçılarda varsayılan eksiklikleri alay konusu yapar. Bunun sebebi (“Klasik Komedi” olarak da adlandırılan) erken dönem komedilerinin “yasal olarak” liderlerle dalga geçmesi ve onları aşağılamasıdır. 4. yüzyıl ise odağın güçlü olandan yaygın olana kaymasına tanık olmuştur. Menander (MÖ. 342-290) “sitcom”un kaynağını aldığı bu yeni tür komedi ile anılır.

Lysistrata Görseli (1896). (Kamu Malı). Aristophanes’in oyunu ‘Lysistrata,’ da Yunanistan’ın kadınları Peloponez Savaşını sona erdirmek için erkeklerle birlikte olmayı reddederler.

Özellikle Klasik Atina’da tiyatronun önemi, Pers İmparatorluğuyla yapılan savaştan sonra giderek artmıştır. Persler MÖ. 480 de Atina’yı yerle bir ettikten sonra Atinalılar agorayı – bugün hatırlandığı şekliyle, görkemli Parthenon’un içinde Tanrıçaları Athena’yı altından görkemiyle temsil eden kuşkusuz bir sanat eseri ile, yeniden inşa ettiler. Tiran ve eski strategos Pericles’ın eyleme koyduğu bu yeniden inşa süreciyle, tiyatroya verilen önem daha çok arttı. Tiyatro Atina’nın sosyal ve dini şenliklerinin önemli bir parçası haline geldi. Atina’daki Dionysos şenliklerinde üç oyun yazarı birbirine karşı yarışır ve hakemlerin takdirini alan dönemin Atina’sında altından daha değerli olan bir şeyle, üçayaklı bronz bir kazan ve kaldırabileceğinden daha fazla itibarla evine döner.

Parthenon’un Batı Cephesi (1821) Edward Dodwell. ( Kamu Malı )

Antik Yunan Oyun Yazarları

Klasik çağ alimleri tarafından – gerekçeli sebeplerle- anılan oyun yazarları Aeschylus (MÖ. 524-456), Sophocles (MÖ. 496-406), Euripides (MÖ. 484-407) ve Aristophanes’dir. Oyunları birinci seçilirken her biri Atina dramasına yeni bir özellik getirmiştir ve tiyatronun günümüzdeki haline gelişimi bu yazarlar sayesinde olmuştur. Örneğin Aeschylus tiyatroya ikinci oyuncuyu ve Sophocles üçüncü oyuncuyu getirmeseydi, Shakespeare’in oyunları bugün çeşitli maskeler takan tek bir oyuncuyla oynanıyor olurdu. Sophocles eserlerine boyanmış arka planları dahil etmeseydi, sahne tasarımı tamamen izleyicinin hayal dünyasına bırakılacaktı.

Bir şairin, muhtemelen Sophocles’in mermer rölyefi. ( Kamu Malı)

Ancak maalesef bugüne dek ortaya çıkarılan antik Yunan drama materyallerinden günümüze tamamen korunmuş olarak ulaşan son eser M.Ö 5. yüzyıldan kalan Euripides’in eserleri bütüncesidir; bu durum dramanın yüzyıllar içindeki gelişiminin izini sürmeyi zorlaştırmaktadır.

Neyse ki Romalıların Yunan kültürüne hayranlığı, erken dönem Yunan drama eserlerinin birçoğunun yeniden kullanılmak üzere MÖ. 240’larda ya da öncesinde Latinceye çevrilmesini sağlamıştır. Kesin tarih yine bilinmese de bundan kısa bir süre sonra Romalılar, daha az felsefi içerikli olsa da kendi tragedya ve komedilerini ortaya koymuşlardır. Hristiyanlık, İmparatorluğu ele aldığında -Yunan Tiyatrosunun son kalıntısı olan- Roma Tiyatrosu son gösterimini yaparak antik Yunan draması kitabını kapatmış olur.

Kaynaklar:

Cartwright, Mark. 2016. “Greek Theatre.” Ancient History Encyclopedia . Accessed July 14, 2017. http://www.ancient.eu/Greek_Theatre/

Damen, Mark. 2016. “Section 2: Classical Greek Tragedy and Theatre; Chapter 6: Early Classical Theatre.” Classical Drama and Theatre, Utah State History Department. Accessed July 14, 2017. https://www.usu.edu/markdamen/ClasDram/chapters/061gkthea.htm

Easterling, P.E. and Bernard M. W. Knox. (eds) (1993). The Cambridge History of Classical Literature . Cambridge: Cambridge University Press. 

Englert, Walter. “Ancient Greek Theater.” Reed College , Classics Department . Accessed July 13, 2017. https://www.reed.edu/humanities/110Tech/Theater.html#timeline

Rehm, Rush. (2016.) Understanding Greek Tragic Theatre (Understanding the Ancient World) . (2 nd ed.) Routledge. 

Sorkin, Nancy. (2008). Greek Tragedy : Introductions to the Classical World . MA: Blackwell. 

Xayier, Riu. (1999.) Dionysism and Comedy . Lanham: Rowman and Littlefield Publishers

Yazar: Riley Winters 
Çevirmen:
Naciye Taşdelen Sağlam

Kaynak: ancient-origins

Düşünbil Portal’da yayımlanan, Düşünbil yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. Düşünbil Portal’da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur.


Paylaş

Düşünbil Portal

Düşünbil Portal, bilim, felsefe ve psikanaliz alanlarında yazılı ve görsel içerikli makale, deneme ve çeviri yayınlayan çok içerikli bir portaldır. Genel okur-yazar kitlenin bilinçlenmesini ve farkındalık kazanmasını amaçlamaktayız. “Düşünen her insan gençtir” vizyonu ile her genç insana hitap etmeyi amaçlayan Düşünbil Portal, dergi ve etkinliklerle bu amacını geliştirmektedir.

https://www.dusunbil.com