Miletli Anaksimandros, Milet okulunda bulunan Sokrates öncesi filozoflardandı. İsminden de anlaşılacağı üzere, bu okul günümüz Türkiyesi’nde Anadolu’nun batı kıyılarında bulunan Milet şehrinde kurulmuştu. Anaksimandros bu felsefe okulunda öne çıkan üç kişiden biriydi. Diğerleri ise Anaksimandros’un öğretmeni olduğu düşünülen Thales ve Anaksimandros’un öğrencisi olduğu düşünülen Anaksimenes’tir. Bu üç erken çağ filozofunun, çoğu konuda birbirlerinden çok farklı görüşlere sahip olduğu ve düşüncelerinin ortak fikirler yerine coğrafi koşullara göre oluştuğu düşünülüyor. Fakat ortak bir nokta olarak bu filozofların doğa ile ilgili sorular üzerine (“Evrenin ana maddesi nedir?” gibi) odaklandığı söylenebilir.
Anaksimandros’un İ.Ö 610 yılında doğduğu düşünülmektedir. Bu doğum yılı, Laertios Diogenes adında eski bir yazarın The Lives and Opinions of Eminent Philosophers adlı çalışmasının incelenmesi sonucu ortaya atılmıştır. Diogenes’in başka bir yapıtında ise şöyle geçiyor:
Başka bir deyişle, İ.Ö 546 yılında Anaksimandros 64 yaşında idi. Geriye doğru sayarsak, filozofun İ.Ö 610 yılında doğduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca bu bilgiden yararlanarak, gelenekten dolayı Anaksimandros’un Thales’in nezaretinde çalışıp çalışmadığını saptayabiliriz. Eski kaynaklardan Thales’in kesin doğum tarihini öğrenemesek de, İ.Ö 585 yılında bir güneş tutulmasını tahmin ettiği biliniyor. Bu bilgiden yola çıkarak, tutulmanın olduğu tarihte Anaksimandros’un 25 yaşında olduğunu söyleyebiliriz. Bu yüzden Anaksimandros’un Thales’in öğrencisi olması oldukça mümkündür.
Anaksimandros’un İcatları
Anaksimandros’un yaşamı ile ilgili çok az bilgi bulunuyor. Dahası bu filozofun yaşamı ile ilgili ayrıntıların ilk seferde doğru olup olmadığından hemen emin olamayız. Diogenes’in yapıtında, Anaksimandros’un gnomon adlı aleti icat eden kişi olduğundan bahsediliyor. Bu alet, bir güneş saatinin dik duran bölümünün gölgesine göre güneşin konumunu gösteriyor Anaksimandros’un ismi, bu alet dışında daha birçok aletin mucidi olarak geçiyor:
“Anaksimandros ayrıca gnomon’u bulan ilk kişidir ve Favorinus Universal History adlı yapıtında belirttiği üzere, Anaksimandros bu aletlerden Lacedaemon’daki bazı güneş saatlerine yerleştirmiştir. Bu aletler gündönümlerini ve ekinoksları göstermiştir. Ayrıca saatler de yapmıştır. Anaksimandros karanın ve denizin haritasını çizen ilk kişidir, ayrıca dünya küresi de yapmıştır.”
Diogenes’in belirttiği bir başka şey ise Anaksimandros’un şarkı söylediği zamanlarda çocukların kahkaha atmasıdır. Bu yüzden Anaksimandros’un bunu duyduğunda şöyle söylediği farzediliyor:
“O zaman çocuklar için daha iyi şarkı söylemeliyiz.”
Anaksimandros’un Felsefi Görüşleri
Neyse ki, Anaksimandros’un felsefi görüşleri hakkında daha iyi bilgilere sahibiz. Thales gibi, o da materyalist tekçilik (fiziksel dünyadaki her nesnenin tek bir unsurdan geldiği düşüncesi ile fiziksel dünyayı açıklayan inanç) inancına sahipti ve her şeyin başlangıcını, arkhe’sini arıyordu.
Thales’e göre her şeyin arkhe’si sudur. Fakat Anaksimandros, öğretmeni gibi düşünmüyordu. Arkhe’nin su veya diğer şeyler olduğu düşüncesine karşı geliyordu. Bu söylenenlerin hiçbiri doğadaki tüm karşıtlıkları içermiyordu. Örneğin; su sadece ıslak olabilir, hiçbir zaman kuru olamaz.
Bu yüzden Anaksimandros, arkhe’nin apeiron olarak bilinen bir kaynak olduğunu söylemişti. Bu kelimeyi “sınırsız, sonsuz” veya “içinden geçilemeyen, bir sonu ile diğer sonu birleştirilemeyen” olarak çevirebiliriz. Anaksimandros’un apeiron kelimesi ile bu iki anlamdan hangisini tercih ettiğini tam olarak bilemiyoruz. Bu yüzden bazıları apeiron’un bitmez ve tanımlanamayan bir öz olduğunu, bazıları da apeiron’un uzamsal veya zamansal bir özellikle ilgili olduğunu düşünmüşler.
Thales ve Anaksimandros’un felsefi görüşlerindeki bir diğer farklılık, kozmosa yani evrene bakış açılarında görülmektedir. Thales dünyanın su üzerinde bulunduğunu söylemişti. Fakat Anaksimandros buna katılmıyordu. Bunun nedenlerinden biri, eğer dünya suyun üzerindeyse, su neyin üzerindeydi? Eğer bir şeyin başka bir şeyin üstünde bulunması gerekiyorsa, bunun sonu yoktur. Anaksimandros bunun yerine dünyanın düz bir yüzeye sahip bir silindir olduğunu söylemişti. Bu silindirin etrafında sis ile çevrelenmiş ateş halkaları bulunuyordu. Sisten dolayı ateş görünmezdi. Fakat bu ateş halkalarında içinden ateşin geçip ışımasını sağlayan delikler vardı.
Anaksimandros’a göre bunun sayesinde yıldızları, Ay’ı, Güneş’i görebiliyorduk. Belki daha dikkat çekici bir ifade olarak şunu söyleyebiliriz: Dünya kozmosun merkezinde dengede duruyor. Böyle söylemesinin nedeni dünyanın o tarafa veya bu tarafa doğru hareket etmesi için yeterli bir neden olmamasıydı. 16. yüzyılda Kopernik‘in modern astronomiyi kurmasına kadar, Anaksimandros’tan sonra gelenlerin çoğunun bu teoriyi kabul ettiği düşünülüyor.
© Düşünbil® (2016)
Yazar: Wu Mingren
Çeviren: Burak Avcı
Kaynak: Ancient Origins