Bu sahne filme alınmış en bilinen sahnelerden biriydi, yine de Hitchcock ve Janet Leigh bu konudaki gerçeği hala açıklamadılar.
Will Hodgkinson, cinayet ve dublörlerin gerçek hikayesini anlatıyor
Sapık filminin 1960’taki gösterimine ulaşan süreçte, Alfred Hitchcock, gerilimi tırmandırmak için elinden geleni yaptı. “Filmin başlamasından sonra kimse salona alınmayacak” diye ilan edildi, somurtkan Hitchcock’un huysuzca parmak salladığı posterde. Yönetmen, orijinal romanın bütün baskılarını satın aldı. Bu iş için önemsiz bir miktarı, tam olarak 9000 doları gözden çıkardı. Bu şekilde, hiç kimse hikâyenin nasıl bittiğini bilemeyecekti. Aynı zamanda, filmi kapalı bir sette çekti ve oyuncularla set ekibini gizlilik antlaşması imzalamaya zorladı. Ön gösterim de yapılmadı.
Sapık filminin yeniden çevrimi hakkındaki eleştiriler ortaya çıkmaya başladığında, hepsinin şok edici bir ana odaklandığını gördük: duş sahnesine, ki bu sahnede, Janet Leigh ölümüne bıçaklanıyordu. Her biri iki ya da üç saniye süren 70’ten fazla kare içeren sahne, korku filmi tarihindeki en ünlü sahnelerden biri haline geldi. Hızlı kesmeler ve Bernard Herrmann’ın tiz müziğini birleştiren Hitchcock, müthiş bir kan, şiddet ve çıplaklık illüzyonu –gerçekte çok az göstermesine rağmen– yarattı.
Ancak en büyük yanılsama, Anthony Perkins’in canlandırdığı kadın kıyafetlerine bürünmüş manyak tarafından ölümüne doğrananın Leigh olduğuna dair çok net bir telkinde bulunmaktı. Leigh, filmin gösteriminden sonraki ilk röportajında seyircinin korkusunu paylaştığını belirterek: “Bıçağın bana saplandığını zannettim. O kadar gerçek ve o kadar korkutucuydu. Hissedebiliyordum!” demişti. Sonraki röportajlarda, Hitchcock ve Leigh, kati surette duş sahnesindekinin, Leigh’in vücudu olduğunu belirttiler –fakat gerçek hiç de öyle değildi. Vücut, Marli Renfro adındaki bir modele aitti. Leigh’in yüzünü göremediğiniz sahnelerde, onun dublörüne bakıyordunuz.
Dallas’ta doğmuş ve Las Vegas’ta çalışmış bir striptizci olan Renfro, Playboy’un ilk tavşan kızlarından biriydi. Sapık dışında sadece bir filmde oynadı; Francis Ford Coppola’nın soft porno komedi-Western’i Tonight for Sure’da. Sonra aniden yok oldu, unutuldu –ta ki 2001’deki bir haber bülteninde aktriste tecavüz eden ve boğarak öldüren bir işçinin hüküm giydiği duyulana dek. (Olay 1988’de meydana gelmişti ve on yıl boyunca çözülememişti.)
Amerikalı yazar Robert Graysmith –1970’lerde San Francisco’da cinayet işleyen seri katili anlatan Zodyak kitabının yazarı– ondan büyülenmişti. Renfro’ya her daim ilgi duymuş olan yazar, onun hakkında bir kitap yazmayı düşündü. Aktristin ünlü olmasını sağladığı kurgu cinayetin korkunç bir taklidinde öldüğü sanıldı.
Orijinal 2001 Associated Press raporu, işçi Kenneth Dean Hunt’ın “içlerinde Janet Leigh’in Sapık’taki dublörünün de olduğu iki kadını öldürmekten hüküm giydiği”ni söylüyordu. Bu aktristin adı Myra Davis’di. Sonraki haberler, bunun Renfro’nun gerçek ismi olduğunu açıkladılar.
Graysmith, hikâyeyi daha derinlemesine araştırdı; bir şeylerin tam olarak yerine oturmadığından emindi. Aralık 2007’de, Davis’in torununun duş sahnesi hakkındaki şüphelerine dair bir yazı okudu: “Büyükannem çıplaklık içeren bir işi kabul etmezdi.”
Graysmith iki şeyi keşfetti: Birincisi, Renfro ve Davis iki farklı kişiydi ve ikincisi, Renfro hala yaşıyordu. Karışıklık Renfro’nun Leigh’in Sapık’taki dublörü, Davis’in ise onun benzeri olmasından ortaya çıkmıştı. Davis filmde ışık asistanı olarak çalışmıştı. Graysmith yeni kitabı The Girl in Alfred Hitchcock’s Shower (Alfred Hitchcock’un duşundaki Kız) adlı yeni kitabında Kenneth Dean Hunt’ın Leigh’in dublörünü öldürmek isteyen saplantılı bir Sapık olduğunu; fakat yanlışlıkla benzerini öldürdüğünü iddia ediyor. “Herkes onların kafasını karıştırdı” diyor “bir katil bile. Marli’nin hala hayatta olduğunu keşfettim. Öyle görünüyor ki, Utah’da balık tutmakla, Alaska’da doğa yürüyüşü yapmakla, Florida’da yunuslarla yüzmekle yani kısacası hayatı dolu dolu yaşamakla o kadar meşgulmüş ki ölü kabul edildiğini anlamamış bile.”
Şimdilerde California Mojave Çölü’nde yaşayan Renfro, sözüm ona cinayetini Graysmith’ten öğrenmiş. “Kendini beğenmiş biri değildi ve eski kariyerine dönmeyi hiç düşünmüyordu.” diyor Graysmith. “Kendisi hakkındaki makaleleri okumamış ve eski kocası kıskançlığından bütün eski görkemli fotoğraflarını yakmış, bir albüm de tutmamış.”
Bu da tarihteki en ünlü film sahnesinde, sadece ilk yılında 15 milyon dolar hasılat yapan bir filmde başrol oynamak için neden 500 dolardan fazla para istemediğini açıklamaya yardımcı olabilir. “Janet Leigh, herkese duş sahnesini çekmiş olmaktan utanç duyduğunu söylerken Hitchcock da onun hikayesini doğruladı,” diyor Graysmith. “Bir yalan uydurmuşlar”
O zamanlar Leigh’in kocası olan Tony Curtis, otobiyografisinde, Sapık’ın başarısının ve herkesin onunla duş sahnesi hakkında konuşmak istemesinin eşinin içkiye yönelmesine, nihayetinde ruhen yıkılmasına ve boşanmalarına sebep olduğunu iddia etmişti. Belki, o ve Hitchcock duş sahnesi konusunda daha net olsalardı bu tür spekülasyonlara mahal verilmemiş olurdu ve konu takıntı haline gelmezdi. Sapık’ın ilk gösteriminden 50 yıl sonra, Graysmith kitabının bu konuya nihayet noktayı koyacağını umuyor.
Yazar: Will Hodgkinson
Çeviri: Zeynep Şenel Gencer
Kaynak: the guardian
Düşünbil Portal’da yayımlanan, Düşünbil yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır.