Paylaş

Yazar R. W. Connell’ın, Toplumsal Cinsiyet ve İktidar kitabı şuan halen üniversitelerin muhtelif yüksek lisans bölümlerinde okutulan bir kitap. Yazar bu kitapta eşitlikçi, demokratik ve insan haklarına uygun bir iş bölümünün ve yaşayışın mümkün olabileceğine dair inancı doğrultusunda kadın erkek eşitsizliğinin altında yatan nedenleri iki cins açısından da incelemiş. Kitap dört kısımdan oluşuyor, her kısımda da üç adet bölüm var. Bunların haricinde bir önsöz ve bir bölüm bulunmakta. Connell, kitabın önsözünde heteroseksüel erkekleri ataerkilliği savunmaktan vazgeçirmek için, kendi yaşantısına dair beş gerekçe sıralıyor. Bu gerekçelerden bazıları şöyle: ‘‘Baskıcı bir sistemden fayda sağlayan kişiler bile, bu sistemin baskıcılığını, özellikle de diğer insanlarla paylaştıkları yaşam alanlarını nasıl zehirlediğini fark edebilirler. Heteroseksüel erkekler, yaşantıların, duyguların ve ümitlerin paylaşılmasına ilişkin temel insan yeteneğinden yoksun değiller. Bu yetenek çoğu kez köreltiliyor, ama özenli davranma ve özdeşleşme yeteneği tam anlamıyla yok edilemiyor. Asıl sorunsa, hangi koşulların bu yeteneği uyandırabileceği. Baba olmakla çoğu kez bu başarılabiliyor; bazı politik hareketler, özellikle de çevreci hareketler ve barış hareketi bunu başarıyor gibi; öyleyse cinsel politika da bunu başarabilir pekâlâ.’’

toplumsal-cinsiyet-ve-iktidar

Yazar, kitabın birinci bölümünde, işçi sınıfına mensup bir ailenin hayatından yola çıkarak bazı gözlemlerde bulunuyor. Klasik bir aile formunda olduğu gibi araştırmanın temelini oluşturan Price ailesinde de; baba reis, anne ise reis yardımcısı ve ev işleri anneye ait. Anne part-time bir işte çalışırken babanın yarı maaşından çok daha az bir ücret alıyor. Toplum baskısı ve eşinin tutumu nedeniyle hemşire olma hayalinden çoktan vazgeçmiş. Yine de çocuklarına yeterince zaman ayırmadığı için kendini suçlu hissediyor, mükemmel eş ve anne rolünü oynuyor. Her ikisi de erkek egemen sendikalara üyeler fakat annenin tazminat ve memuriyet hakkı yok. Yazarın tahminine göre aile içi şiddetin yaşanmış olma ihtimali çok yüksek. Price çiftinin kızları Delia, eğitimini tamamlayamadan okulu bırakmış ve hayali olan veterinerlik mesleği yerine veteriner yardımcısı olarak çalışıyor.

Kitabın sonraki bölümlerinde ise yazar, feminist teorileri inceleyerek kendisine has öznel bir teori ve çözüm yolu ortaya koymaya çalışıyor. Kitabın tümüne hakim olan düşünce biyolojik veya doğal olanın, toplumsal olandan daha gerçek olduğu tezinin doğru bir düşünce olmadığı. Bu düşüncesini de yazar şu sözlerle dile getiriyor: ‘‘Gelir eşitsizliği, kurumların işleyişi, iktidar dağılımı, iş bölümü gibi etkenler toplumsaldır. Biyolojik farklılıklardan ileri gelmez. Üçüncü dünya ülkelerine yönelik yardım programları, temelde toplumsal cinsiyeti göz ardı ederek aslında kadınlardan çok erkeklere kaynak sağlar. Toplumsal cinsiyet sorunlarını göz ardı eden endüstriyel ve milliyetçi militanlık erkek şiddetini ve bunun ardında yatan erkeklik kalıplarını pekiştirmektedir. Küresel düzeydeki silahlanma yarışı ve yaygın çevre yıkımı göz önüne alındığında, insanların hayatta kalma sorunu, toplumsal cinsiyetin önemli bir rol üstlendiği toplumsal güçler oyunu anlamamızı gerektirmektedir.’’

Yazarın yakındığı bir diğer konu toplumsal cinsiyet konularının, uzun süredir erkeklerin hakimiyetinde bulunan tarih, ekonomi veya psikoloji gibi ana akım akademik disiplinlerde kabul ettirilmesinde kaydedilen ilerlemenin tüm yavaşlığına rağmen bir karşı çıkışı simgelediğini bunun yanı sıra feminist teorilerinde erkekleri dışarıda bırakan tutumunun kapsamlı bir cinsel politika analizi yapmak için yeterli olamadığı. Çünkü yazara göre tarihsel süreç içerisinde fiziksel özelliklere ve doğurganlığa bağlı olarak kadına ve erkeğe biçilen roller sadece kadınlar değil erkekler üzerinde de olumsuz etkiler yaratmaktadır. Son bölümde ise yazar varoluşçu psikanaliz olarak açıkladığı Sartre’dan esinlendiği insan kavrayışı kavramının bu duruma verilebilecek en güzel cevap olduğunu belirtiyor ve geleceğe umutla bakarak toplumsal cinsiyet eşitsizliklerine karşı, etkin ve pratiğe dayalı bir politikanın nasıl gelişeceğinin üzerinde duruyor.

‘‘Kitap, toplumsal cinsiyet bağlamında; tarih, yapı, kültür, gündelik hayat, kişilik gibi konularda çok ciddi teorileştirme ve daha da önemlisi esas eksiğimiz olan pratikleştirmeyi getiriyor. Bu bağlamda teori-pratik ikiliğine karşı da önemli bir karşı duruş sergiliyor.’Toplumsal Cinsiyet ve İktidar, yeniden basımı gerçekleşmediği için ulaşılması zor bir kaynak olsa da büyük kütüphanelerde ve sahaflarda bulunma ihtimali yüksek bir kitap. Herkes için aydınlatıcı bir rehber niteliğindeki bu kitap bu alana ilgi duyan herkesin okuması ve zerine düşünmesi gereken bir kaynak.

Kaynak: 
Toplumsal Rol ve Cinsiyet – R. W. Connell
tolgaulusoy.tumblr.com / Toplumsal Cinsiyet ve İktidar kitap eleştirisi


Paylaş

Düşünbil Portal

Düşünbil Portal, bilim, felsefe ve psikanaliz alanlarında yazılı ve görsel içerikli makale, deneme ve çeviri yayınlayan çok içerikli bir portaldır. Genel okur-yazar kitlenin bilinçlenmesini ve farkındalık kazanmasını amaçlamaktayız. “Düşünen her insan gençtir” vizyonu ile her genç insana hitap etmeyi amaçlayan Düşünbil Portal, dergi ve etkinliklerle bu amacını geliştirmektedir.

https://www.dusunbil.com