Paylaş

Sinematografi güçlü bir araçtır. Hatta bazen bir cinayet davasındaki kararın hangi yönde şekillendiğini size söyleyebilir.

Sydney Lumet’in 1957 yapımı draması 12 Kızgın Adam, sinematografi alanında gerçek bir başarı olarak kabul edilir. Lumet ve görüntü yönetmeni Boris Kaufman, on iki karakterin küçük bir mahkeme salonunda bir cinayet davası üzerine tartıştığı, mükemmel kamera kullanımı ile izleyiciyi içine çeken ve onları ekran karşısında oturmaya zorlayan tansiyon dolu, tırnak ısırtan bir drama yaratmayı başarmıştır.

ScreenPrism filmin bu yönünü aşağıdaki videoda, cinayetle suçlanan genç bir adamın kaderini kararlaştırmaya başlayan jüri üyelerinin her birinin duygusal durumu belirlenirken kamera açılarının ve çekim ölçülerinin nasıl kullanıldığını açıklamaya çalışıyor.

https://www.youtube.com/watch?time_continue=49&v=N9-w-A1B1mg

12 Kızgın Adam neredeyse tamamen, küçük bir New York mahkeme salonunda geçer; bu da Lumet ve Kaufman’ın diğer film yapımcılarına göre alan açısından daha az çalışması gerektiği anlamına gelir. Fakat her çekimin bir anlam ifade edebilmesi için bloklamada ve kamera yerleştirmede yaratıcı olmak durumundaydılar.

Diyalog ve karakter bloklama, hikâyeyi ilerletme işini görürken kamera açıları ve çekim ölçekleri, her bir karakterin sadece dava ile ilgili düşüncelerini değil, tarafsız jüriler olarak yavaş yavaş kendilerini sorgulamaya başladıkları duygusal durumu göstermek açısından da önemli. Örnek videonun da gösterdiği gibi; yüksek, düşük veya göz hizasında, geniş, orta veya yakın olsun, kamera açısı ve çekim her bir karakterin dava ve yargılanan adam hakkında nasıl hissettiğinin göstergesi haline gelir.

Aynı zamanda jüri başkanı olan bir numaralı jüri, kararını değiştirmeye karar verir.

Düşük açılar genellikle bir karaktere güç verirken, yüksek açılar genellikle bu gücü onlardan uzaklaştırır. Geniş açılar genellikle duygusal yakınlık olmaksızın, “uzaklaşma” olarak okunurken, yakın çekimler duygusal yakınlığın yüksek olduğu, “müdahil olma” olarak okunur. Göz hizası açılar ve orta plan çekimler genellikle tarafsızlık izlenimi verir. Fakat bu tür çekimler birleştirildiğinde her şey çok daha karmaşık ve ilginç hale gelmeye başlar. Örnek videoda, yakın plan çekimler ile kombine edilen alçak açılar, baskı ve klostrofobi hislerini arttırırken, geniş açılarla kombine edilen yüksek plan çekimlerin 12 Kızgın Adam‘a belirli bir objektiflik verdiği belirtilir. Yani filmde de göreceğiniz gibi, on iki jüri üyesinin tartışmasının başlangıcında çoğunlukla yüksek/göz hizası açılar ile geniş/orta plan çekimler kullanılmıştır; ancak git gide daha çok jüri üyesinin “suçsuz” oyu vermeye başlamasıyla, gerginlik arttıkça daha düşük açılar ve yakın çekimler kullanılmıştır.

Üç numaralı jüri ‘suçlu bulundu’ kararından vazgeçmek istemiyor.

Sinematik hikâye anlatımında kamera açılarının ve çekim ölçeklerinin nasıl kullanıldığını incelemek önemlidir. Sizce hangi filmler sinematografik açıdan incelenmeye değer görünüyor?

Yazar: V. Renée
Çevirmen: Özlem Zeytin
Kaynak: No Film School

Düşünbil Portal’da yayımlanan, Düşünbil yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır.


Paylaş

Düşünbil Portal

Düşünbil Portal, bilim, felsefe ve psikanaliz alanlarında yazılı ve görsel içerikli makale, deneme ve çeviri yayınlayan çok içerikli bir portaldır. Genel okur-yazar kitlenin bilinçlenmesini ve farkındalık kazanmasını amaçlamaktayız. “Düşünen her insan gençtir” vizyonu ile her genç insana hitap etmeyi amaçlayan Düşünbil Portal, dergi ve etkinliklerle bu amacını geliştirmektedir.

https://www.dusunbil.com