Düşünbil Portal

Nammu: Sümer Tanrılarının Annesinin Unutulmuş Hikâyesi

Paylaş

Nammu, tanrıları dünyaya getiren ve insanlığı yaratan kadim Sümer ana tanrıçasıdır. Son derece önemli rolüne karşın hikâyesinin çoğu, gizemle örtülmüştür. Nammu’nun Babil’deki muadili Tiamat’a bakarak biraz bilgi elde edilebilir. Tiamat yazılı kaynaklarda daha iyi bilindiği için araştırmacılar iki tanrıçayı karşılaştırarak tanrıça Nammu’yu saran antik mitolojiyi kısmen açığa çıkartabilirler.

Her ne kadar Nammu (Namma olarak da yazılır), bilinen Sümer mitlerinin hiçbirinde ana karakter olarak gözükmese de onlardan birkaçında kendisine gönderme yapılmıştır. Bu kadim tanrıça hakkında bildiklerimizin çoğu ona verilen bu referanslardan çıkartılmıştır. Örneğin “Enki ve Ninmah” adlı mitte Nammu’nun, “büyük tanrıları doğuran kadim anne” olduğundan bahsedilmiştir.

Bir tür sarık takan Mezopotamyalı kadın büstü 

Nammu İnsanları Yaratır

Yine “Enki ve Ninmah” mitinde Nammu, insan türünün yaratıcısı olarak sunulmuştur. Mit, insan türünün yaratılmasından önce tanrıların sürdürdükleri yaşam biçimlerinin tasviriyle başlar. Bu dönemde tanrılar çalışmak durumundaydı: “Tanrılar kanal kazıyor ve çıkan tozu da Harali’de biriktiriyorlardı.”

Büyük tanrılar gözetlerken zor işi küçük olanlar yapıyordu. Zorlu yaşamlarından mutsuz olan tanrılar şikâyet etmeye ve suçu, başat bir Sümer tanrısı olan Enki’ye atmaya başladılar. Ancak Enki “içini başka hiçbir tanrının bilmediği bir yer olan yer altı sularında” derin uykudaydı ve bu nedenle öteki tanrıların hoşnutsuzluğunun farkında değildi.

Adda Mühründeki Enki detayı, MÖ 2300 dolayına tarihlenen bir antik Akad silindir mühür

Öteki tanrıların gözyaşlarını toplayıp oğluna getiren Nammu şöyle söyler “Orada gerçekten uyuyor ve … uyanmıyor musun? Tanrılar, yaratıkların kırıp döküyorlar … Oğlum, yatağından kalk! Lütfen bilgeliğinden kaynaklanan becerini kullan ve tanrılara bir vekil (?) yarat ki zorlu işlerinden kurtulabilsinler”.

Bu durum, annesinin söz ettiği meseleyi düşünmeye başlayan tanrıyı uyandırır. Sonunda Enki, Nammu’nun ona önerdiği varlıkları, yine Nammu’nun kendisinin yaratması gerektiğine karar verir, “tasarladığın yaratık, gerçekten varlığa gelecek. Ona sepetleri taşıma işini yükle. Abzu’nun tepesinden kil yoğurmalısın; doğum-tanrıçası (?) kili budayacaktır ve sen de bu forma hayat vermelisin.” Böylece insan yaratılır.

İbadet eden erkek, Tell Asmar adak heykeli, MÖ 2750-2600

Eridu Panteonunun Parçası

Her ne kadar bugün Nammu tapınısına adanmış bir kült olduğuna dair pek az kanıt olsa da Nammu’nun, [bir Sümer şehri olan] Eridu panteonuyla bağlantısı olduğu bilinir. Eridu’nun koruyucu tanrısının Enki olmasından önce şehrin koruyucusunun Nammu olduğu öne sürülmüştür.

Sümer panteonu

Bir tanrıça olarak önemi zamanla azalmış olmakla birlikte antik Mezopotamyalılarca büyük saygı görmeye devam etmiştir. Örneğin, Sümerlerin Üçüncü Ur Hanedanı’nın kurucusu olan Ur-Nammu, adını ondan almıştır.

Tiamat ile Karşılaştırma

Nammu’nun Babil’deki muadili tanrıça Tiamat’tır. Tiamat en çok da Babil yaratılış destanı olan Enûma Eliš’teki ortaya çıkışıyla bilinir. Nammu gibi Tiamat da ilk tanrılar neslinin annesidir. Ancak Nammu’dan farklı olarak Tiamat, yarattığı tanrılarla çatışmıştır.

Sevgilisi Apsu, tanrılar tarafından katledilmiş ve Tiamat da bu ölümün öcünü almak için çocuklarına karşı savaş başlatmıştır. Ancak tanrılar galip gelmiş ve tanrı Marduk tarafından Tiamat katledilmiştir. Tiamat’ın bedeni de dünyayı yaratmak için kullanılmıştır.

Marduk ve ejderhası Mušḫuššu, bir Babil silindir mühürden

© Düşünbil® (2024)

Yazar: Wu Mingren
Çeviren: Elif İstanbullu Alisbah
Çeviri Editörü: Selin Melikler
Kaynak: ancient-origins.net 


Paylaş
Exit mobile version