Paylaş

Belki de şunu bir yerlerde görmüşsünüzdür: “Erkekler kadınların onlara güleceğinden, kadınlar erkeklerin onları öldüreceğinden korkar.” Bu cümle, yazar Margaret Atwood’a ait ve popüler feminizimin modern bağlamında çok yaygın bir duvar kağıdı olarak kullanılıyor. The Handsmaid’s Tale’in ikinci sezonunda, Pinterest, Tumblr, Instagram ve Twitter’da bu sözü görmek mümkün. Popüler feminizm hakkında da oldukça etkileyici, motive eden cümleler ve nükteler mevcut ama bazısı diğerlerinden daha fazla yankı uyandırıyor gibi.

Muhtemelen Atwood’un cümlesinin ikinci kısmı, bütün cümlenin bu kadar yayılmasının nedeni çünkü kadınların erkeklerden çok daha fazla domestik şiddet, tecavüz, taciz kurbanları olmasına bir parça da olsa ışık tutuyor. Bence, yine de iki beyan arasındaki bağlantıya dikkat etmeliyiz: düşünüldüğünden çok daha fazla, erkekler kadınları onlara güldükleri için öldürüyor.

Kadının kahkahası, erkeğe doğrulduğunda tehlikeli bir hal alıyor ve Atwood’un da söylediği gibi kadının, erkeğe verebileceği en büyük zarar oluyor. Otonomi, emaskülasyon ve red anlamına geliyor. Kadının gülüşü, erkeğin gücünün güvensizliğini ortaya çıkarabiliyor çünkü bu güç geleneksel olarak muhafaza edilmesine ve sürekli geçerli oluşuna güveniyor. Güvensizlik ortaya çıktığında, gittikçe artan sayıda erkek, çözümü umutsuzca şiddette arıyor.  Geldik incels’ e , internette kendilerini ‘istemeden bekarlar’ olarak tanımlayan bir heteroseksüel erkek topluluğu. Üyeleri en az beş toplu katliamdan sorumlu.

Kadın düşmanları için cinsel olarak reddedilmek de kadınların onlara zarar veriyor olmasının kanıtlarından biri. Erkekler haklarını reddediyorlar çünkü kadınlar da o hakları kazandı; erkekler artık o kadar da özgüvenli değiller çünkü kadınlar da özgüvenli; erkekler işlerini kaybettiler çünkü kadınlar (yavaşça da olsa) önceleyin tamamen erkekler tarafından domine edilen iş alanlarında var oldular. Ancak bazı erkekler için, cinsel olarak reddedilmek ilkel dürtülerine en büyük darbe; onlar seks yapmaya zorunlu hissediyorlar ve bu zorunluluğu yerine getirmek zaten onları erkek yapan şey diye düşünüyorlar. Bir kadının gülmesi de cinsel reddin en kuvvetli göstergesi oluyor ve bunun neden olduğu zarar da bir çözümü gerektiriyor.

Bu çözüm genellikle güçlü bir iktidar söyleminden geçiyor. Erkek hakları organizasyonları ve diğer kadın düşmanları, kendilerini erkeklerin iktidarını yerine getirmeye, geleneksel heteronormatif erkekliği ve ataerkilliği iyileştirmeye adıyorlar. Basit olarak bu iktidar, bir şey yapma gücü, güç uygulayabilme, zararın kaynağını yok edebilme anlamına geliyor. Bu durumlarda şiddet göstermek bu zarar ile baş etme yolu ya da çözüm oluyor.

İyi şebekelenmiş ve oldukça görünür olan erkek hakları eylemcilerinin kadın düşmanlığı, devam eden bir iyileştirme projesi – hem internetten, hem politikalarla hem de toplu katliamlarla. Kadın düşmanlığı Batılı toplumlarda süregelen bir norm ancak şu anda aleni bir şekilde şöyle bir iddia var: erkeklik ve daha genel olarak ataerkillik tehdit altında. Kadınların ve feministlerin cimri ellerinden bir şeyi geri almak olarak ifade ediliyor çoğunlukla popüler kadın düşmanlığı. Bu iyileştirme projesi de erkeklere, kadınların değil onların son gülen olacağının sözünü veriyor.

Çoğu, silahlı şiddetin ağırlıklı olarak cinsiyetçi olduğuna dikkat çeker. Muhabir Laura Kiesel’in de yazdığı gibi, “Eğer toplu katliamları önlemek istiyorsak, zehirli erkeklik sorununu çözmeliyiz. ” Toplu katliamların yarısından fazlası, yüzde 54’ü, aslında aile içi şiddet vakaları. Adli İstatistikler Bürosu’nun (ABD) verilerine göre aile içi şiddet vakalarının zanlıları yüzde 86 oranında erkek.

Ne yazık ki, cinsiyetçi silahlı şiddet şimdi daha da büyük boyutlara taşınıyor. Gittikçe daha sıkça, kadınlar tarafından gülünmenin ya da reddedilmenin yarattığı öfke, toplu katliamlara dönüşüyor. 2009 yılında George Sodini adında bir adam, Pennsylvania’da bir spor salonunun dışında, üç kadını vurarak öldürdü ve hayatı boyunca 30 milyon kadın tarafından reddedildiğini iddia etti. 14 Şubat 2018’de, 19 yaşındaki Nikolas Cruz, Florida’daki Marjory Stoneman Douglas Lisesi’nde 17 kişiyi öldürdü. Söylendiğine göre olaydan önce eski kız arkadaşına şiddet göstermiş ve eski kız arkadaşının yeni erkek arkadaşını bir Instagram gönderisinde şu sözlerle tehdit etmişti: “Seni öldüreceğim.” ve “Kan kaybetmeni izleyeceğim.” Bundan bir ay sonra, Maryland’de Great Mills Lisesi’nde 17 yaşındaki bir erkek öğrenci, iki sınıf arkadaşını vurdu. Yaralılardan biri eski kız arkadaşıydı ve yaralarından ötürü hayatını kaybetti.

23 Nisan 2018’de, Toronto’da Alek Minassian üzerlerine minibüsünü sürerek 10 kişiyi öldürdü. Bundan dakikalar önce Facebook’ta şunu paylaştı: “Incel İsyanı başladı! Yüce Elliot Rodger’e selam olsun!” Rodger ise 2014’te, Santa Barbara’da, 6 kişiyi öldürmüş ve 14 kişiyi yaralamıştı. Bunu kadınlardan onunla sevişmedikleri için öç almak için yapmıştı. Minassian da Rodger gibi kendisinin bir incel olduğunu söylüyordu.

18 Mayıs 2018’de, Texas’da Santa Fe Lisesi öğrencisi 17 yaşındaki Dimitrios Pagourtzis, okulundaki 10 kişiyi vurarak öldürdü ve bunlar arasında onu daha önce birçok kere reddeden bir kız öğrenci de vardı. Kızın annesi, kızının Dimitrios’u birçok kez sınıf arkadaşları önünde utandırdığını söyledi ve Dimitrios’un babası oğlunun bir suçlu değil bir kurban olduğunu iddia ederek oğlunun okulda zorbalığa maruz kaldığını söyledi.

28 Haziran 2018’de, 38 yaşındaki Jarrod W. Ramos, Maryland’deki Capital Gazette’nin basın odasında etrafına deliler gibi ateş etmeye başladı. 5 kişi öldü, 2 kişi ise yaralandı. Ramos’un öfkesinin sebebi ise ortada, bu gazetedeki bazı gazeteciler Ramos’un bir kadını Facebook üzerinden taciz etmesiyle ilgili bir haber üzerinde çalışıyorlardı. Mahkeme belgelerine göre, Ramos eski okul arkadaşı olan kadına şunları yazdı: “selam veren ya da kibar davranan tek insan olduğun için teşekkür ederim.” Kadın yardım alması gerektiğini önerdiğindeyse Ramos, düşmanca ve vahşi mesajlar göndermeye başladı. Bu, yasal bir suçlamaya sebep oldu ve gazete de bu hikayeden bahsedince Ramos onları dava etti.

Hadi şimdi Atwood’un sözü hakkında düşünelim: “Erkekler kadınların onlara güleceğinden, kadınlar erkeklerin onları öldüreceğinden korkar.” 2018 yılında, kadının kahkahası tehlikeli bir şey; hem çevrimiçi hem de ana akım politikada “erkek hakları” retoriğinden kaynaklanan şiddetli tepkileri tetikliyor. Kadının kahkahası ve erkek şiddeti ikilisini nasıl bir ikili olmaktan çıkarabiliriz? Toplu katliamlarının çoğunun cinsiyetçi katliamlar olduğunu nasıl ortaya dökebiliriz?

Yazar: Sarah Banet-Weiser
Çevirmen: Janset Nas Kılınç
Kaynak: lareviewofbooks

Düşünbil Portal’da yayımlanan, Düşünbil yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır.
Düşünbil Portal’da yayınlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. 


Paylaş

Düşünbil Portal

Düşünbil Portal, bilim, felsefe ve psikanaliz alanlarında yazılı ve görsel içerikli makale, deneme ve çeviri yayınlayan çok içerikli bir portaldır. Genel okur-yazar kitlenin bilinçlenmesini ve farkındalık kazanmasını amaçlamaktayız. “Düşünen her insan gençtir” vizyonu ile her genç insana hitap etmeyi amaçlayan Düşünbil Portal, dergi ve etkinliklerle bu amacını geliştirmektedir.

https://www.dusunbil.com