• 9 Mayıs 2017
  • Düşünbil Portal
  • 0
Paylaş

Michael Haneke’nin 2001 yapımı rahatsız edici gerilimine bir bakış:

Michael Haneke, başyapıtı Piyano Öğretmeninde (The Piano Teacher) bir ilişkideki gücün ve kontrolün dinamikleriyle toplumsal cinsiyet dinamiklerini keşfediyor. 40’lı yaşlarını süren piyano öğretmeni Erika Kohut, otoriter annesiyle yaşarken, babası akıl hastanesinde yatmaktadır. Bazı insanların onları esir alan kişilere oyun oynayarak kendilerini salması için yalvarmaları gibi Erika, yapmacık küçük bir kız olmakla bağımsızlığını ilan etmeye çalışan bir yetişkin arasında karasız kalırken annesinin kontrolü altında kıvranmaktadır. Evdeki hayatı, ruhsal durumunun temelini gözler önüne sererken küstah, genç piyano sanatçısı Walter Klemmer, Erika’dan özel dersler almaya başlar ve böylece film, merak uyandıran ve sarsıcı bir yön alır.

Hikayenin başında Erika’nın bazı cinsel takıntıları olduğunu öğreniyoruz: Seks-shoplara gidiyor, üzerinde meni bulunan mendili koklarken özel bir kabinde porno izliyor, küvetinin kenarında cinsel organlarına zarar veriyor, park edilmiş bir arabanın içinde bir çift seks yaparken arabanın dışına tuvaletini yapıyor. Bütün bunlardan seks ve utancın Erika için tamamen ümitsizce iç içe geçmiş kavramlar olduğunu öğreniyoruz. Halbuki onun bastırılmış arzularını gün yüzüne çıkaran tam da bu kavramlardır.

Ne yazık ki Walter’la cinsel bir ilişki kurabilme çabaları felaketle sonuçlanır çünkü Erika, öğrencilerine piyano çalmayı öğretirken ve onları küçük görürken yaptığı gibi Walter’ın üzerinde de soğuk kontrolünü kullanmaya çalışır. Walter, eninde sonunda Erika’nın taleplerine teslim olsa da boşaldığı zaman o eski kibirli, umursamaz genç adam haline geri döner. İstediği şeyi alır ve Erika’dan tekrar bir şey isteyene kadar onun arzularının sonuçları çok da önem taşımaz.

“Neden özür diliyorsun? Domuz olduğun için mi? Yoksa arkadaşların domuz olduğu için mi? Ya da seni domuz haline getirdiği için bütün kadınlar kaltak olduğundan mı?” Erika, bir başka erkek öğrenciyi porno mağazasında gördüğünde ona bu soruyu yöneltiyor ve bu durum Erika ve Walter arasındaki ilişkiyle ilgili düşünceleri ve kadınların genellikle erkeklerin acınacak halde davranmalarına yol açmakla suçlanmalarını vurguluyor. Çünkü biz kadınlar, fazla seksiyizdir, çünkü belli bir şekilde giyiniriz, çünkü hayır deriz, çünkü bizim istediğimiz onların istediğinden farklıdır.

Walter ve Erika’nın istediği şeyler de tamamen farklı iki şeydir.

KDSM (kölelik, disiplin, sadizm, mazoşizm) hakkında bir yanlış anlaşılma vardır (kısmen Grinin Elli Tonu’ndaki, davranışların korku verecek düzeydeki yanlış yönlendirilmiş tasvirleri yüzünden). Bu düşüncenin, kontrol altındaki bireyin hiçbir gücünün olmadığı anlamına geldiği zannedilir ama durum genellikle tam tersidir. Bütün güce sahip olan, şartları ve sınırları belirleyen ve kontrole teslim olacağı bir senaryo yaratacak asıl kişi, boyun eğen kişidir. KDSM, iki kişinin arasındaki güç ve kontrol dinamiklerini keşfetmek için genellikle sağlıklı bir yol olabilir ve daha önce hiç kimseye güvenemeyen Erika gibi birinin kendisini temsil etme yolu olabilir. Fiziksel olarak annesi tarafından sınırlandırılmıştır ve muhtemelen, babasının psikozu  (hem genetik hem de gerçek anlamda kendi aklında sorunlara yol açmış olabilir) tarafından zekice bastırılmıştır.

Erika, hayatına Walter gibi birisinin girmesini yıllarca beklemiştir. Walter, Erika’yı olduğu gibi kabul edip sevecek ve onun üzerinde cinsel anlamda nasıl bir hakimiyet kuracağını anlattığı detaylı uzun listesini okuyacak ve Erika ne isterse yapacak mükemmel kişidir. Teslim olma ve hakimiyet sağlama düşünceleri cinsel ilişkilere özgü değildir. Her ilişkide ne kadar belirsiz ve önemsiz olsa da bir tür dengesizlik vardır. İki yarı bir bütün oluştursun diye kendimizde eksik gördüğümüz şeyleri başkalarında ararız. İki farklı kutup, niteliklerden mükemmel bir denge oluşturmak için bir araya gelebilir. Hakimiyet ve teslim olmada da aynı durum geçerlidir ancak Erika, her ilişkinin güven üzerine kurulması gerektiğini anlamamaktadır.

Walter, güvenilir biri değildir. Erika’nın mektubunu okuduktan sonra onu azarlar ve ona ne kadar itici olduğunu, dokunulmaya değmeyecek kadar değersiz biri olduğunu söyler. Onun bu itici tepkisi, cinsel olanla olmayan arasındaki ince farka dikkat çeker çünkü bazen bu iki kavramı psikolojik olarak karıştırmak kolay olabilir. Walter, Erika’nın ismini ve onun ne kadar altında olduğunu söyleyerek onun arzularını yerine getirseydi, tüm bunlar Erika’yı tahrik edebilirdi ama dikkatlice ve detaylı hazırlanmış değişkenlerin dışında bu sözler, karşınızdaki kişiyi derinden incitebilir.

Daha sonra ise oldukça hasta bir zihinle ilgili etkileyici bilgiler öğreniyoruz ve Haneke, Erika’nın ruhunu cerrahi titizlikle keser. Hikayesi neredeyse ilişki kuramayacak kadar kendine has olsa da kavramları tahmin edebilir ve empati kurabilirsiniz. İlişkiler, güven temeli üzerine kurulur ve bu güven duygusu olmadan sınır ve şartlar belirlemek boşunadır. Kontrol edilmeyi reddeden şeyi kontrol altına alamazsınız ve tanımlanmak istemeyeni tanımlayamazsınız. Erika, kontrol ve soğukkanlılık konularında oldukça becerili biri olmasına rağmen klasik öğretme yöntemlerine ve ilkelere bağlı kalmayı reddettiği için sürekli Walter’la alay eder. Walter’ı kontrol edemediğinde ya da istediğini alamadığında Erika, yalvararak, söz vererek, tamamen kendini Walter’a feda ederek ve hatta onu sevdiğini itiraf ederek çaresiz bir karmaşanın içine düşer.

Sevdiğimiz kişi tarafından reddedildiğimizde çaresiz davranmaya meyilli oluruz. Kısmen kendi arzu ve mutluluğumuzdan vazgeçmek pahasına olsa bile o kişiyi etrafımızda tutmak için her şeyi yaparız. Çoğunlukla bu umutsuz dürtü üzerinde durmayız çünkü bir itibarımız vardır, diğerlerinin arzularına saygı duyarız ve ne kadar üzgün olsak ve kalbimiz kırılmış olsa da kendi başımıza hareket edebiliriz. Zaman, bütün yaraların merhemidir ama bu Erika için geçerli değildir. O, hala Walter’ın onun için mükemmel biri olduğuna ve Erika’nın istekleriyle Walter’ın istekleri arasında bir yerde istediği şeyin beraberlik olduğuna hala inanmakta ve buna ikna olmuş durumdadır. Walter’ın küstah tavırları, Erika’yı yaygara koparan ergen bir kıza dönüştürmüştür ve Erika, hayatına devam edebilmesi için ihtiyaç duyduğu hakimiyetin Walter olduğuna inanarak onun ukalalığını yanlış anlamıştır. Artık bu, onun seks yoluyla kontrol sorunlarını çözmesiyle alakalı değildir. Şimdi Walter, hakimiyeti eline geçirmiştir ve bırakacak gibi de durmuyordur.

Walter, Erika’dan istediğini almaktan memnun olsa da Erika’nın arzularında Walter’ın ruhuna yayılmaya başlayan bir şey vardır. Bu cinsel hakimiyet düşünceleri, yanlış ellerde çarpıtılabilir ve Walter gibi birisi Erika’nın arzularının, onun kontrolü elinde tutuyormuş gibi hissetmesinden ve her davranışın etkili olabilmesi için karşılıklı anlaşmaya dayanmasından kaynaklandığını anlamaz. Erika’nın ruhu gibi aynı zamanda aniden onun arzusunu yerine getirmeye mecbur kalan Walter’ın ruhu da bitmeyen bir karanlığa gömülür. Ancak sonuç cinsellikten başka her şeydir ve Erika’nın rızası olmadan aralarındaki nihai karşılaşma anlamsız ve iç karartıcıdır. Yüzü kanlar ve yaralar içinde olan Erika, yerde bir ölü kadar sessiz yatarken Walter ona tecavüz eder ve bedenini kullanır. Ne şekilde olursa olsun, bu olması gereken şey değildir. Ancak yine de Walter’a göre bu, Erika’nın hatasıdır. Bu, onun istediği şeydi ve Erika ona durması için yalvarırsa daha çok güç kullanarak devam etmesi Erika’nın listesinde açık bir şekilde belirtilmişti.

Erika, sevmeyi annesinin hakimiyeti altında, Walter ise genç bir kadını nasıl yatağa atacağı konusunda yanlış bildiği şeylerle öğrenmişti. Aralarındaki nihai karşılaşma, soğuk ve keskindir: Walter istediğini almıştır ve Erika’nın kafası ise her zamankinden daha çok karışmıştır. Durdurulmuş gelişme aşamasında olan bu kadın, artık aralarındaki çarpıtılmış, karmaşık ve şiddetli cinsel takasın bir anlamı olduğuna inanır. Walter onu hayal edilemeyecek şekilde üzmüş olsa da Erika, seks, utanç ve istismar arasındaki düğümü çözemez. Hayalini kurduğumuz şeyin, belki de onu elde ettiğimizdeki şeyle aynı olmadığı ve hayalin gerçekten daha kuvvetli olduğu düşüncesi Erika’nın aklından çıkan bir şeydir, çünkü o, artık tam da istediğini hatta daha da kötüsü hak ettiği şeyi elde ettiğine inanır. Bu, kurbanın kendini suçlamayı öğreniş şeklidir.

Walter, Erika’nın resitaline geldiğinde onu ukalaca göz ardı eder ve Erika da kalbine ihanet etmeyi reddeden bembeyaz bir yüzle çantasından sakince bıçağı çıkarıp göğsüne saplarken aynı şekilde davranır. Bu basit bir “ne halin varsa gör” savunmasıdır. Walter, hiçbir zaman Erika’nın kendi canını yaktığını bilemeyebilir ama bıçağı göğsüne böylesine pervasızlıkla saplaması önemli bir davranıştır. Bu, onun için bir nevi itibarını geri kazanmak, ona ve kendine ne kadar canının yandığını gösterebilmek ve ruhundaki bir yarayı vücudundakiyle dağlamaktır. Anlık ve şiddetli bir yöntemle Erika, yıpranmış ilişkilerine son vermiş ve son sözü söylemiştir. Kendinize saldırırken nasıl kurban olabilirsiniz?

Yazar: Britt Hayes
Çevirmen: Sinem Ayan
Kaynak: birthmoviesdeath.com

Düşünbil Portal’da yayımlanan, Düşünbil yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır.


Paylaş

Düşünbil Portal

Düşünbil Portal, bilim, felsefe ve psikanaliz alanlarında yazılı ve görsel içerikli makale, deneme ve çeviri yayınlayan çok içerikli bir portaldır. Genel okur-yazar kitlenin bilinçlenmesini ve farkındalık kazanmasını amaçlamaktayız. “Düşünen her insan gençtir” vizyonu ile her genç insana hitap etmeyi amaçlayan Düşünbil Portal, dergi ve etkinliklerle bu amacını geliştirmektedir.

https://www.dusunbil.com