Düşünün ki, zamanınızın çoğunu tek başınıza geçiriyorsunuz; çünkü diğer insanların etrafında olmak çok zor. Diğerlerinin sizi akıl hastası diye yaftalayacağını düşünüyorsunuz ve dünyayla yüzleşmekten korkuyorsunuz. Bu damgalanma duygusundan kaçınmak için kabuğunuza çekiliyorsunuz. Bu sosyal tecrit duygusal açıdan oldukça maliyetli. Ayıca iki yönlü bir sokak gibi; akıl sağlığı bozulan bireyler toplumdan toplum da onlardan uzaklaşıyor.
Avustralya’da yapılan bir anket, insanların üçte birinin zihinsel rahatsızlıklardan muzdarip olanların “sıklıkla” ya da “her zaman” yalnız hissettiklerini ortaya koydu. Araştırma, buna karşın genel nüfusun sadece %10’unun yalnızlık duygusu hislerinden şikayetçi oluşunu rapor ettiğini belirtiyor. (1)
Sosyal ilişkiler, herkesin akıl sağlığını koruması için önemlidir. Fakat bu ilişkiler akıl sağlığını kaybeden bireyler için özellikle önemlidir. Akıl sağlığı bozuk bireyler aile ile irtibat kurmaya değer verirler. Fakat aileler, akıl sağlığı bozuk aile üyesiyle etkileşim halinde olma konusunda isteksiz olabilirler.
Sosyal tecrit, aynı zamanda, bazen diğerlerinin bu bireylere arkadaşça yaklaşma konusundaki isteksizliğinden kaynaklanabilir. Toplum onlardan hep birlikte imtina edebilir. Akıl hastalığı damgası sosyalleşme için büyük bir engel oluşturur. Ağır zihinsel rahatsızlığı olan bireyler muhtemelen en çok tecrit edilen sosyal gruptur. Yargılanırlar, saygı görmezler ve toplumdan dışlanırlar. Zihinsel rahatsızlıklarla yaşayanlara korkuyla yaklaşan diğer bireylerin kendilerini geri çevirmesinden korkarlar ve bu nedenle akıl sağlığı bozuk birey, yeni arkadaşlıklar kurmayı deneme düşüncesini bunaltıcı bulabilir. Tercihleri genellikle herhangi bir etkileşimden bile kaçınmak yönündedir. Ya da durumlarını diğerlerinden saklamak için muazzam çaba sarf ederler ki, bu da gerçek durumlarının ortaya çıkacağı endişesinden doğan ek strese neden olur.
Bazen ağır zihinsel hastalıklarından muzdarip bireyler evsizlere dönüşebilirler. Bu da kendi içinde tecrittir ve böylece, hem evsiz hem de zihinsel rahatsızlıklara sahip oldukları için iki katı bir dışlanmaya maruz kalırlar.
Zihinsel rahatsızlığı olan bireyin sosyal tecrit sürecini deneyimlemesinin bir sebebi de, muzdarip olduğu hastalığın doğası olabilir. Agorafobi ya da ağır anksiyete veya depresyon gibi sosyal fobiler, bu rahatsızlıkları yaşayan bireylerin sıklıkla topluma karışmaktan korkmalarına sebep olabilir.
Herhangi biri, zihinsel rahatsızlık sahibi ya da değil, yeterince sosyal etkileşimleri yoksa, bu durum onları zihnen ve hatta fiziksel olarak etkiler. Yalnızlık, stres yaratır. Sağlığı olumsuz etkiler. Etkilenen diğer fonksiyonlar öğrenme yetisi ve hafıza olabilir. Yüksek kan basıncı da görülebilir. Bütün bunlar, depresyon ve alkolizmi tetikleyebilir. (2) Sonuçlarını düşünün, zaten depresif ya da diğer ruhsal hastalıklardan muzdaripseniz, yalnızlık daha kötü hissetmenize sebep olabilir. Yalnızlık ve özsaygının yitimi zihinsel rahatsızlığı olan bireylerin kendilerini işe yaramaz hissetmesine, umutsuz ve düşük özsaygı algısıyla yaşamalarına neden olabilir.
Sosyal tecrit, zihinsel hastalığın hem nedeni hem de bir sonucudur. Kişi tecrit edildikçe, daha fazla nevroz ve histeriye kapılır. Daha fazla nevrozla ise izole olma istekleri artar. Bu kısır döngü, zihinsel hastalığı olan birçok insanı, sosyal ayrım ve dışlanma dolu bir hayata sürükler.
Psikiyatrik engelleri olan birçok insan, hastalıklarıyla bağlantılı tecridin, semptomların kendisi kadar tedirgin edici olduğunu söylüyor. Bu tecrit onları sadece diğerleriyle etkileşim içine girmekten alıkoymuyor; aynı zamanda, onları daha büyük bir intihar riskiyle karşı karşıya bırakarak tedavi aramalarını da engelliyor.
Toplum çoğunlukla zihinsel rahatsızlıkları olanların yaşadıkları zorlukları anlamıyor ve bunu denemek de istemiyor. Bu nedenle, bu rahatsızlıklarla yaşayan insanlara karşı ayrımcılığı ve tecridi azaltmak için ön yargılı toplumsal tutumlarla yüzleşmemiz gerekiyor.
Referanslar
1. Mentally Ill ‘neglected by communities’. (05/08/2002). Yahoo. AU.
Image via KYTan / Shutterstock.
2. Psychology Today. The Dangers of Loneliness. Morano, Hara Estroff. (Aug. 21, 2033).
Yazar: Elise Stobbe
Çevirmen: Zeynep Şenel Gencer
Kaynak: Brain Blogger
Düşünbil Portal’da yayımlanan, Düşünbil yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır.