Paylaş

Mitolojilerdeki en eski tufan efsanesi, MÖ 2000 yıllarına kadar uzanarak Sümerlere dayanır. Sümer kil tabletlerinde yer alan metin, dikkat çekici bir şekilde insanlığın kökeni, yaratılışı ve tanrıların çatışmasına dair etkileyici hikâyeler sunmaktadır.

Sümer kil tabletlerinde tasvir edilen en ünlü mit, antik anlatıların ana teması olan devasa bir tufanın hikâyesidir. İnsanlığa duyduğu ilahi hoşnutsuzluğun etkisiyle en yüce tanrının kararı ve başka bir tanrının gizli rehberliği sonucu devasa bir tufanın destansı öyküsü ortaya çıkıyor.

İlâhi Hoşnutsuzluk ve İnsanlığın Gürültüsü

Aşağıdaki metni, mit kelimesinin kökenlerini ve Sümerlerin kurduğu büyük medeniyeti göz önünde bulundurarak okuyunuz.

Toprak genişlediğinde ve halk sayıca arttığında daha bin iki yüz yıl geçmemişti. Toprak, bir boğa gibi öfkeyle bağırıp çağırıyordu,

Tanrı curcunadan rahatsız oldu. Enlil onların kargaşasını duydu.

Sonra ulu tanrılara seslendi, ‘İnsanlığın gürültüsü bana artık fazla geldi,

Gürültüleri yüzünden uykusuz kaldım. Onların erzakını kesin. Açlıklarını yatıştıracak, yerküre boyu bir kıtlık olsun.

[Bir diğer Koruyucu olan] Adad [1] yağmurunu esirgesin ve uçurumdan sel [toprağı verimli kılan düzenli tufan] yükselmesin.

Rüzgâr essin, toprağı kurutsun, Bulutlar çoğalsın ama sağanak yağmasın, tarlaların mahsulü azalsın,

Aralarında sevinç olmasın.

William Bramley, “The Gods of Eden”

Mitlerde anlatıldığı üzere tanrılar, insanların yarattığı gürültüden rahatsız oldular ve onları yok etmeye karar verdiler. Elbette “gürültü”, Yaratılış [2] ve Ra [3] Tufanı gibi diğer mitlerde bahsedildiği üzere “tanrıların” takdirine karşı gelen veya onların gücüne meydan okuyan herhangi bir şey olarak yorumlanabilir.

Francis Danby’nin Tufan (1840) adlı eseri, Tate Galerisi’nden.

Ayrıca bu mitlerin bir diğer ortak özelliği olan, tanrıların kana susamış ve acımasız tavırlarını da görebiliyoruz. Bir başka Asur tabletinde ise şunlar yazar:

Veba olmasını emredin,

Namtar [4] onların gürültüsünü kessin.

Bırakın hastalık, maraz, salgın ve veba yayılsın

Kasırga gibi essin üzerlerine.

Emrettiler ve veba yayıldı

Namtar gürültüyü kesti.

Hastalık, maraz, salgın ve veba

Kasırga gibi esti üzerlerine.”

William Bramley, “The Gods of Eden”

Sümer tabletlerinde “tanrıların” tufandan hemen önce göklerde güvende olmak için dünyayı terk ettikleri ve tufan bittikten sonra geri döndüklerinden söz edilir.

Soldaki görsel: Sümer tanrısı Atra-hasis’i uyaran deniz tanrısı Enki. Sağdaki: British Museum’da bulunan Atra-Hasis Destanı’nın yer aldığı Sümer tabletlerinden biri.

İncil ve Sümer Mitolojisinde Tufan Öykülerini Keşfetmek

Nuh Efsanesi, İncil’den öncesine dayanan Gılgamış Destanı’ndaki hikâyeye benzer bir hikâye anlatır. Bu destana göre tanrı Enki (ya da Ea), çok sevdiği insanların yaratıcısı idi. Enki, Utnapiştim adındaki (ya da Eridu Yaratılışı olarak adlandırılan tablette geçtiği gibi Atra-hasis veya Ziusudra) bir adama yaklaştı ve tanrıların planlarını açığa çıkardı. Ona nasıl bir tekne inşa edileceğine ve tanrıların takdirine nasıl karşı çıkılacağına dair planlar sundu. Tufan sona erdiğinde, Utnapiştim karayı bulmak için gökyüzüne üç farklı kuş (bir güvercin, bir kırlangıç ve bir kuzgun) gönderdi. Karaya vardığında tanrılara kurbanlar sundu. Birkaç tanrı, Utnapiştim’i ve diğer hayatta kalanları buldu, merhametleri neticesinde onları öldürmediler ancak yaşamaları için başka bir bölgeye gönderdiler.

Kuşkusuz Babil mitlerinde tanrılar, tufanı yaratıp hayatta kalan tek sadık ve itaatkâr kişiyi kurtarırlar. Buna rağmen daha fazla kişi selden kurtulur.

Sümer tufan anlatısında tanrılar, tüm dünyayı sular altında bırakan devasa tufanı serbest bırakırlar.

İklim Değişikliği Karşısındaki Modern Kaygılarla Kurulan Paralellik

Peki tufanın hakikaten gerçekleşmiş bir olay olması mümkün mü? Cevap evet. MÖ 10.000 yıllarında kutuplardaki buzların artması nedeniyle Dünya’nın ekseninde bir kayma meydana geldi, bu durum buzların erimesiyle okyanus seviyelerinin yükselmesine ve tüm dünyanın sular altında kalmasına neden oldu. Ne var ki böyle bir tufan, insanlığı yok etmedi ve çok sayıda insan hayatta kaldı.

Columbia Üniversitesinden Jeolog William Ryan ve Walter Pitman, Orta Doğu’daki büyük bir sel felaketinin, yaklaşık 7.000 yıl önce son Buzul Çağı’nın sonunda artan su seviyelerinden kaynaklandığını ileri sürdüler.

Sümer tabletlerini göz önüne alırsak bahsedilen tufan MÖ 3000 civarında meydana gelmiş olmalı ki bu da son kutup değişimi ile aynı zamana rastlamıyor. Yoksa Mısırlı rahibin Platon’a, Atlantis’in sonundan ve Yunan tufan miti olan Deukalion’dan önce birçok tufanın meydana geldiğini öne sürerken söylediği gibi son kutup değişiminden bu yana başka tufanlar da mı meydana gelmişti? Eğer öyleyse bazılarına göre bu sel tanrıları, sel sularını azaltmaktan ve onları belirli alanlarla sınırlamaktan sorumlu olurlardı.

Çağlar Boyunca Süren Yankılar

MÖ 200 civarındaki Sümerlere kadar mitolojilerdeki en eski tufan efsanesinin izini sürerken insanın kökenlerini, ilahi müdahaleyi ve destansı felaketleri derinlemesine inceleyen hikâyelerden oluşan bir hazineyi açığa çıkarıyoruz. Bu hikâyelerin en başında, tanrıların insanların gürültüsünden duyduğu hoşnutsuzluğa dayanan ve eski bir tema olan devasa tufanın meşhur hikâyesi yer alıyor. Sümer kil tabletlerine kazınmış olan bu mit, Antik Çağ ile modern dünya arasındaki boşluğu doldurarak zaman içinde yankı buluyor. Mitin temel unsurlarının yankıları –ilahi öfke, hayatta kalma mücadelesi ve dünyanın yeniden şekillendirilmesi–, iklim değişikliğinin yakın tehdidiyle karşı karşıya kaldığımız günümüz şartlarında duyuluyor. Geriye dönüp bakıldığında Sümer tabletleri; insanlığın, kendi kökenlerini ve kendisinin ötesindeki güçlerle ilişkisini anlamaya yönelik daimî arayışı konusunda bize fikir veriyor.

Dipnotlar: 

  1. Babil ve Asur mitolojilerinde yağmur ve fırtına tanrısı. (ç.n.)
  2. Genesis, Tanah ve Eski Ahit’in ilk beş kitabını oluşturan Tevrat’ın birinci kitabı. (ç.n.)
  3. Mısır mitolojisinde güneş tanrısı. (ç.n.)
  4. Sümer, Asur ve Babil mitolojilerinde hastalıklardan ve haşerattan sorumlu olduğuna inanılan bir tanrı, bir tür iblis. (ç.n.)

© Düşünbil® (2023)

Yazar:  Joanna Gillan
Çeviren: Yaren Özçelik
Çeviri Editörü: Selin Melikler
Kaynak: ancient-origins.net


Paylaş

Düşünbil Portal

Düşünbil Portal, bilim, felsefe ve psikanaliz alanlarında yazılı ve görsel içerikli makale, deneme ve çeviri yayınlayan çok içerikli bir portaldır. Genel okur-yazar kitlenin bilinçlenmesini ve farkındalık kazanmasını amaçlamaktayız. “Düşünen her insan gençtir” vizyonu ile her genç insana hitap etmeyi amaçlayan Düşünbil Portal, dergi ve etkinliklerle bu amacını geliştirmektedir.

https://www.dusunbil.com