Paylaş

“Aydınlanma yıkıcı bir süreçtir. Daha iyi ya da daha mutlu olmakla hiçbir ilgisi yoktur. Aydınlanma gerçek olmayanın parçalanmasıdır. Sahteliğin iç yüzünü görmektir. Doğru olduğunu hayal ettiğimiz her şeyin tamamen ortadan kaldırılmasıdır.”
Adyashanti

Aydınlanma, parkta yapılan bir yürüyüş değil, Cehenneme doğru bir yolculuktur. El üstünde tuttuğunuz tüm inançlarınızın ve kendiniz ile ilgili bütün düşüncelerinizin alaşağı edilmesidir. Bundan kaçış yoktur. Gölgelerimizle yüz yüze gelmeliyiz. Kim olduğumuza dair yanlış fikirlerimiz orada paramparça olur. Tüm yanlış inançlarımız orada yok edilir. Bu yanlış fikirlerle yüzleşmeli ve onları oldukları gibi görmeliyiz. İyileşmenin, yeniden bütün olmanın, bütünlük içinde yaşamanın tek yolu budur.

Bu tam bir teslimiyet, acımasız bir öz dürüstlük sürecidir. Dayanılması ne kadar güç olsa da gerçeği bütünüyle kabul etmek için çıkılan yoldur. Hayatımız boyunca dünya hakkında, tinsellik hakkında, kendimiz hakkında çok fazla sayıda yanlış fikre kapılırız. Maskeler oluşturuyor ve görünen yüzlere inanıyoruz. Bunların hepsi sahte. Her şey yanılsamalar ve aldatmacalar üzerine kuruludur. Her an kendimizi kandırıyoruz ve dünya da her an bizi kandırıyor. Zihnimizde, en saçma şeyleri haklı çıkararak sürekli bir zihinsel uyumsuzluk halinde yaşıyoruz. Kendimize devamlı yalan söylüyoruz… Ve bu yalanlara inanıyoruz. Aradığınız gerçeği uyandırmak için yalanları yerle bir etmek zorundasınız. Fakat yalanlara fazla bağlıyız. Aynı anda hem yanılsamalara tutunmak hem de aydınlanmak istiyoruz. Bu mümkün değildir. Oysa mümkün olduğunu söyleyen yüzlerce sahte bilge ve “spiritüel öğretmen” olacaktır. Size mutlu, memnun, sakin olmanız, ruh eşinizi bulmanız, olumlu olmanız, doğru işi bulmanız, çok para kazanmanız, çakralarınızı dengelemeniz, sağlıklı olmanız ve isteyebileceğiniz diğer şeyler için yollar önerirler. Bunun aydınlanmayla ilgisi yoktur. Sadece egoyu parlatır. Bu önerilerin hepsi sizi başladığınız noktaya geri götürür. Şanslıysanız altın bir kafes bile alabilirsiniz ama kafes yine kafestir ve köleliğe mahkûm olmaya devam edersiniz. Birçok insanın izlemeyi tercih ettiği yol budur. Sürünün izleyip durduğu yol.

Gerçek ve özgürlüğe götüren yolda yürümek için cesaret, sezgi ve kendine karşı dürüstlük gerekir. Pek çok insan bu özelliklere sahip değildir. Çocukluğumuzdan beri programlamanın saldırısı altında zayıf düşürüldük. Çoğu insan, aldatılan diğer ruhların yanında kendilerini iyi hissettikleri için sürüde kalmak ister. Öyle herkes sürüden ayrılamaz. Siddhartha yolu, kolay bir yol değildir. Varlığınızın her parçasını darmadağın edecek, güvenilmez bir yoldur. Bu yolu yürüyecek kişinin belirli özelliklere sahip olması gerekir; gerçek benliğini bulmak için her şeyden vazgeçmeye hazır olması gerekir.

Ama, gerçekten aydınlanıp dünyayı yeni gözlerle görmeye başladıktan sonra çok geçmeden aynı şeyi başka kimsenin görmediğini fark edersiniz. Yaşadıklarımı birkaç kişiye anlatmaya çalıştımsa da kimse bana inanmadı. Acı çektiğim için bunalıma girdiğimi ve kafayı yediğimi düşündüler. Onlara, yanlış inançlarını gösterdiği için, söylediklerimi kimse duymak istemedi. Bu nedenle sekiz yıl boyunca sessiz kaldım.

“Uyandım ve gördüğüm tek şey dünyanın geri kalanının uykuda olduğuydu.”  Leonardo da Vinci

Kendini bulmak için Siddartha yoluna çıkmaya karar veren biri kısa süre içinde bu yolda yalnız olduğunu anlar. Sürü aksi yönde ilerlemektedir. Kişi buna; yalnızken kendisini iyi hissetmeye ve diğerleri tarafından anlaşılmamaya hazırlıklı olmalıdır.

Eckhart Tolle’nin dediği gibi, yanlış düşüncelerinizi, sahte benliğinizi, hayat hikâyenizi parçalamak için ruhun karanlık gecesini beklemenize gerek yok. Bu yola bilinçli olarak çıkabilirsiniz. Ancak bunun için cesaret, sezgi ve kendine karşı dürüst olmak gerekir. Zihin çok düzenbaz bir muhaliftir ve uyanışınız, zihnin üzerinizdeki etkisini sona erdireceği için sizi her adımda aldatacaktır. Yine de bu başarılabilir. Nisargadatta Maharaj başardı. Sadece lütfun içinizde harekete geçmesine izin vermeniz gerek.

“İçsel dönüşüm söz konusu olduğunda, bu konuda yapabileceğiniz hiçbir şey yoktur. Kendinizi dönüştüremezsiniz, arkadaşlarınızı ya da başka hiç kimseyi de dönüştürmeniz mümkün değildir. Yapabileceğiniz tek şey, dönüşümün gerçekleşmesi için, lütuf ve sevginin girebilmesi için bir alan yaratmaktır.” Eckhart Tolle

Yani seçim, herkesin kendi elindedir. Bunu sizin yerinize kimse yapamaz. Benim ya da başka herhangi birinin verebileceği tek şey, doğru yolu gösteren işaret direkleridir. O yola siz, tek başınıza çıkmalısınız. Yazdıklarımı okuyup harekete geçmediğiniz, o yola kendiniz çıkmadığınız sürece pek faydasını göremezsiniz. Sadece işaret direklerinde takılıp varmanız gereken yere çoktan vardığınızı düşünürsünüz.

Bu yol, katiyen cesareti olmayanlara, korkaklara göre değildir. Ama başka yolu yoktur. Kimse gelip size bir sihirli değnekle dokunmayacak. Bu, yıkımla dolu bir yol ve sorulacak soru şudur: “Neleri feda etmeye hazırsınız? Ne kadar dayanabilirsiniz?” Çünkü bu yolda her şeyden vazgeçmeniz gerekecek. Her bir parçanız harap olacak. Buna dayanabilir misiniz? Bhaktivinode Thakur’un yazdığı gibi, “Yaşamak için ölmek zorundasınız.” Peki, bu konuda ne kadar ciddisiniz? Ne kadarını istiyorsunuz? Bunun için ne kadar bedel ödeyeceksiniz?

Greg Calise’nin Awakening is a Destructive Process (Aydınlanma Yıkıcı bir Süreçtir) isimli makalesinden uyarlanmıştır.

Kaynak: Science and Nonduality
Çeviri: Burçin İçdem


Paylaş

Düşünbil Portal

Düşünbil Portal, bilim, felsefe ve psikanaliz alanlarında yazılı ve görsel içerikli makale, deneme ve çeviri yayınlayan çok içerikli bir portaldır. Genel okur-yazar kitlenin bilinçlenmesini ve farkındalık kazanmasını amaçlamaktayız. “Düşünen her insan gençtir” vizyonu ile her genç insana hitap etmeyi amaçlayan Düşünbil Portal, dergi ve etkinliklerle bu amacını geliştirmektedir.

https://www.dusunbil.com