Paylaş

Bilimin sanatı çözümlediği örnek bir vaka.

Hollandalı saygın bir bilim insanı, Vermeer’in İnci Küpeli Kız tablosundaki söz konusu küpenin aslında inci olmadığını düşünüyor. Bilim insanının bu önsezisine dair yaptığı incelemeye bir göz atalım.

Aksesuar konusunda her zaman çok titiz olan Cambridge Düşesi bu sefer de isabetli bir karar verdiğini düşünmüş olmalı. Tek başına çıktığı ilk yurt dışı seyahatinde Düşes, 17. yüzyılda yaşamış Hollandalı ressam Johannes Vermeer’in ünlü İnci Küpeli Kız tablosunu görmek üzere inci küpelerini takarak tablonun Hague’da sergilendiği müzeye gitti. “İnci Küpeli Kızlar” başlığıyla haberi yayınlayan Birleşik Krallık’ın The Telegraph gazetesi, küpeleri Kate Middleton’a bizzat kraliçenin seyahat için ödünç verdiğini yazdı.

Ancak, sanat tarihi eğitimi almış kraliçeyle beraber çoğumuzun gözünden kaçan bir şey var: Vermeer’in tablosundaki kızın küpesi aslında inci değil.

En azından sıra dışı teorisiyle dikkatleri üzerine çeken Hollandalı astrofizikçi Vincent Icke böyle düşünüyor. Icke bu durumu 2014’te eseri ziyaret ettiğinde, başlıktaki inciyi ararken fark etti. Icke’e göre küpe gümüş ya da parlatılmış metal gibi görünüyordu. “Benim de inci küpem olduğu için bunun inciden daha farklı bir şey olduğunu düşündüm.”

Bu durum Icke’nin aklını öyle kurcaladı ki hipotezini test etmek için birtakım deneyler yaptı ve bunları 2014’te Hollanda Fizik Dergisi’nde (The Dutch Journal of Physics) yayınladı. Vardığı sonuca göre, tablodaki küpe bir inci yuvarlaklığından yoksundu, fazla metalik yapıda ve denizden çıkamayacak kadar da büyüktü. “Işığın üzerine nasıl yansıdığına bakarak, bir maddenin neden yapıldığını büyük ölçüde anlayabilirsiniz.” diyor Icke. “Bunun bir inci değil, ışığı fazlaca yansıtan parlak bir madde olduğu çok belli.”

İkinci kez baktığınızda tablodaki inci garip bir şekilde yılbaşı süsünü andırıyor. Vermeer uzmanları bundan nasıl bir çıkarım yapar acaba?

Tablonun sergilendiği Mauritshuis Müzesi’nde küratör olan Ariane van Suchtelen, Vermeer’in küpeyi inci olarak tasarladığı konusunda müzenin emin olmadığını söyledi. Vermeer’in zamanında ressamlar eserlerine genelde bir isim vermiyorlardı. 20. yüzyılda tablo birçok farklı şekilde adlandırıldı, bunlardan bir tanesi de Türbanlı Kız. Mauritshuis Müzesi de bu isimlerin arasından İnci Küpeli Kız’ı seçti. Tablo 1995-1996 yıllarında Washington’ın Ulusal Sanat Galerisi’yle yapılan büyük bir ortak sergide bu isimle ziyaretçiye sunuldu ve isim çok tutuldu.

Küpenin şekliyle ilgili Icke’nin aklındaki soru işaretlerine gelince, van Suchtelen resim sanatının portredeki gibi olanı aktarmaktansa hayal gücüne dayandığını belirtiyor. Küpenin büyük olması yalnızca sanatsal bir seçimden ibaret olabilir. Vermeer, model olarak gerçek bir küpe kullanmış olsaydı da, bu muhtemelen sahici bir kraliyet incisi değil camdan yapılmış büyük sahte bir inci olurdu. “Eğer resim sanatını gerçeğin birebir tasviri olarak görüyorsanız Icke kesinlikle haklı.” diyor van Suchtelen. “Ancak bu eserde illüzyon önemli bir nokta. Vermeer bir inci illüzyonu resmetmeyi amaçlamış olmalı.”

Sanatın diğer önemli isimleriyse inci gibi görünmese bile tablodaki küpenin inci olduğunu düşünüyor. “Vermeer’in resimleri öyle gerçekçi duruyor ki, ister istemez gerçek olduğunu düşünüyorsunuz.” diyor ünlü Vermeer uzmanı ve Washington D.C. kuzey barok tabloları küratörü Arthur K. Wheelock. “Vermeer bolca kurguya yer vermiş.

Wheelock, Vermeer’in 1658 yapımı tablosu Küçük Sokak’tan (The Little Street) bahsediyor. “Birçok insan yıllarca Küçük Sokak’ın nerede olduğunu anlamak için kafa yordu. Hâlbuki onu kimse bulamaz, çünkü gerçekte Küçük Sokak diye bir yer yok.”

Peki, gelelim kız ve küpesine. Küpe neden bu kadar büyük ve parlak? Wheelock’a göre Vermeer, “sahici bir inci tasviri” vermektense tablonun etkileyiciliğiyle daha çok ilgileniyordu. Zaten bahsettiğimiz inci resmin ortasında bir detay. Tablonun tamamı inci parlaklığında olsaydı, bu biraz yavan kaçabilirdi.

Wheelock tablodaki küpenin yerinde gerçek bir inci olması fikrini fazla “belirsiz” buluyor. “Resmin tam ortasında kocaman ve belli belirsiz bir şey ister miyiz emin değilim.” diyor Wheelock. “Vermeer’in bir sanatçı olduğunu unutmamak gerekir. Bir fotoğrafçı ya da inci konusunda uzman bir bilim insanı değil o.”

Diğer taraftan Icke de kendi tezinde kararlı. “Vermeer gümüş olarak resmetmişse bile, tek bir kişi küpenin inci olduğunu iddia ederse ben bundan kuşkulanırım.” Yine de bu durumun tam anlamıyla çözümlenemeyeceğine inanıyor. “Ressam Vermeer 400 yıl önce öldüğüne göre yapılacak deneylerin de hiçbir şeyi kanıtlamayacağını belirtmek isterim.” diye ekliyor.

Yazar: Sonia van Gilder Cooke
Çeviren: Gül Pınar Avşar
Kaynak: newstatesman

Düşünbil Portal’da yayımlanan, Düşünbil yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır.
Düşünbil Portal’da yayınlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. 


Paylaş

Düşünbil Portal

Düşünbil Portal, bilim, felsefe ve psikanaliz alanlarında yazılı ve görsel içerikli makale, deneme ve çeviri yayınlayan çok içerikli bir portaldır. Genel okur-yazar kitlenin bilinçlenmesini ve farkındalık kazanmasını amaçlamaktayız. “Düşünen her insan gençtir” vizyonu ile her genç insana hitap etmeyi amaçlayan Düşünbil Portal, dergi ve etkinliklerle bu amacını geliştirmektedir.

https://www.dusunbil.com