Mülkiyet, özgürlüktür. Sahip olduğumuzla istediğimizi yapabiliriz. Bedenlerimize sahip olduğumuza inanırız ve onlarla istediğimizi yapabileceğimize. Ancak gerçekten öyle mi? Bedenlerimiz üzerinden deneyimlediğimiz bu en müstakil mülkiyet türü, ona dilediğimizi yapma özgürlüğü veriyor mu bize? Bu düşünceden sıyrılmak için –ürkütücü zindanların biraz daha ötesinde, mülkiyetin sınırlarının ve hatta mülkiyetin kendisinin kolayca konumlandırılabildiği– hastane koridorlarında bir gezintiye çıkmanız…