Herkes yoğun. Sen, ben, trafikte önüne çıkan adam, asansörde itekleyen huysuz. Hepimizin günlerimizi zorlaştırmak üzere ortaya çıkan yeni ve ilginç problemleri var. Hepimizin kaygıları var.
Modern dünya hiç olmadığı kadar telaşlı ve stresli. Modern rahatlıklarımıza ve zenginliğimize rağmen genellikle az zamanımız ve çok harcamamız var. Buna mecburuz, değil mi? Ne de olsa işimizde mükemmel olmak, sosyal olmak, çevremizde etkin olmak ve en yeni, parlak mağazaların ve restoranların daimi müşterisi olmak iyi bir yaşam, değil mi? Başka şeye kimin zamanı var?
Birkaç filozof bize ara sıra mola vermemizi ve sadece nefes almamızı hatırlatıyor.
Bir çok kişi zengin iş insanı, ünlü ya da benzeri olmayı hedefleyip çabalarken, Schopenhauer bize “Bilge”yi sunar. Bilge, bir entelektüel olarak arzularının üstesinden gelebilmiş ve yaşamın stresinden kaçmış bireydir. Schopenhauer geriye kalanlarımız için daha pratik bir çözüm önermiş ve stresli insanlara, zihinlerini berraklaştıracak olan sanat ve felsefeye olabildiğince uzun zaman ayırmalarını tavsiye etmiştir. Özetle, bu duruluk anı, günlük çalışmamıza güzellik ve düşünme adına verdiğimiz moladır.
Daha iyimser bir düşünür, Epikür hazcılığı her şeyin üstünde tutmuştur. Sonunda mutluluğun en iyi dinginlikte, ölçülülükte ve ruhun zevklerinde bulunduğunu anlamıştır. Herhangi bir şeyin fazlasının tatminsizliğe yol açtığını yazmıştır. Epikürcü ekolün birçok takipçisi komünal yaşam biçimini ve buna dair düşünceleri keşfetmek için hazırlıklara başlamıştır.
Doğuda, Taoizimin kurucusu Lao Tzu, “Doğa acele etmez, yine de her şeyi başarır,” hatırlatmasında bulunmuştur. Mahkemedeki makamını bırakıp münzevi bir yaşam sürerek bize yavaşlamanın keyfini hatırlatmıştır. “Sakin bir zihne bütün evren teslim olur,” demiştir. Sadece varlığımızı hissetmek için koşturmacamıza ve kaygılı düşüncelerimize bir dakikalığına dur dememizi rica etmiştir. Var olmanın, gerçek benliklerimizi bulmak için bize yardım ettiğini savunmuştur.
Pekala, bunu nasıl yapabiliriz?
Bunun yanıtı çeşitlidir ve kişiden kişiye göre değişir ancak bir çok basit ve güzel fikir hemen geliyor akla. Herhangi bir konuyla ilgili güzel bir video izle, parkta yürüyüşe çık, spor yap, gün batımını izle, iyi bir kitap oku, yıldızları seyret ya da kuşlara bak. Bir an ayır ve her an acele etmek gerçekten istediğin, hatta ihtiyacın olan bir şey mi diye sor. Sadece sormak bile bunun yükünü azaltır. Günlerin koşturmacasından kaçamayız ama birkaç büyük düşünür bize mola vermeyi ve güzel bir şeye dalıp gitmeyi hatırlatıyor.
Yazar: Scotty Hendricks
Çeviren: Cemile Zeynep Eryılmaz
Kaynak: Big Think
Düşünbil Portal’da yayımlanan, Düşünbil yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır.