• 17 Ocak 2018
  • Ergin Aldemir
  • 0
Paylaş

 

“Anam ölmüş bugün. Belki de dün, bilmiyorum. İhtiyarlar Yurdu’ndan bir telgraf aldım: ‘Anneniz vefat etti. Yarın kaldırılacak. Saygılar.’ Bundan bir şey anlaşılmıyor. Belki de dündü.” (Camus, Yabancı, ss. 13).

“Gregor Samsa bir sabah bunaltıcı düşlerden uyandığında, kendini yatağında dev bir böceğe dönüşmüş olarak buldu.” (Kafka, Dönüşüm, ss. 13).

Albert Camus’nün Yabancı’sından ve Franz Kafka’nın Dönüşüm’ünden yapılan bu iki alıntı (iki alıntı da eserlerin giriş cümleleridir), absürt felsefenin ve absürt edebiyatın en çarpıcı örneklerinden ikisidir. Yabancı’dan yapılan alıntıya göre, başkarakter Meursault, annesinin ölümüne tamamıyla kayıtsız ve hissiz görünmektedir. Annesinin ölüm haberiyle ilgili aklına takılan tek şey ise, annesinin bugün mü yoksa dün mü öldüğüdür (aslına bakılacak olursa, bunu bile pek merak etmiyordur). Dönüşüm’ün giriş cümlesine göre ise, başkarakter Gregor Samsa, bir sabah uyandığında kendisini hiç de akla yatkın olmayan, saçma bir durumun içinde buluvermiştir. İlginç olan ise, Gregor Samsa’nın bu yeni absürt duruma hemencecik adapte olarak, bir an evvel bu şekilde yaşama devam etmenin yollarını bulmaya çalışmasıdır.

Aslına bakılacak olursa, bu iki eserde geçen iki örnek alıntı, absürdist felsefeyi iki farklı açıdan ele alır. Yabancı’nın Meursaut’sunun içinde bulunduğu durum, tümüyle absürt olan dünyaya karşı bi kayıtsızlık, bir aldırmazlık hâlidir. Meursault, belli belirsiz bir farkındalık ile, tümüyle her şeye kayıtsız ve her şeyi hemencecik kabullenen bir bireye dönüşmüş görünür. Dönüşüm’ün Gregor Samsa’sı ise, bu absürtlükle bizatihi muhatap olan birisidir. Onun için absürt, yalnızca bir fikir olmakla kalmayıp, içinde bulunduğu durumun ta kendisi olmuştur.

Bununla birlikte, iki eserde de alt-metin aynıdır: Dünya tümüyle absürttür, dünyanın kendisinde bir anlam bulunmamaktadır. Dünyada anlam arayışı ise nafile bir çabadır. Bu alt-metin, iki farklı eserde, iki farklı yoldan verilir: Camus’nün Yabancı’sı, bu anlamsızlığı ve absürdü uzaktan seyreden ve ona karşı kayıtsızlık/ilgisizlik refleksi geliştiren bir eser olarak görülebilir; Kafka’nın Dönüşüm’ü ise bizi bu anlamsızlığın ve absürdün bizzat içine sokar, bir nevi ona bulaştırır. Absürde karşı kayıtsız kalmak, Dönüşüm için pek de mümkün değildir, çünkü artık onun bütünüyle içindesinizdir.

Başkarakterler, Meursault ve Gregor Samsa, bütünüyle birbirlerinden farklı iki karakterdir. Gregor Samsa, (her ne kadar onunla tanışmamız ilkin bir böcek olarak olsa da ve onu insanken hiç tanımamış olsak da) absürt dünyaya motive olmuş ve onun çarkları içinde biteviye dönüp duran bir karakterdedir (öyle ki bir böceğe dönüşmüş olduktan sonra bile, işe gitmeyi/çalışmayı aklından geçirmektedir). Meursault ise bütünüyle absürt olan dünyaya karşı, belli-belirsiz bir farkındalık hâliyle, umursamazlık, kayıtsızlık ve hissizlik geliştirmiştir. Ölüm bile onun için bir şey ifade etmiyordur, ölmekle yaşamak arasında seçim yapmaz, ölmek ya da yaşamda kalmak onun için “fark etmez”. Oysa Gregor Samsa, içinde bulunduğu durumdan kurtulmak ve yaşamak için çırpınır vaziyettedir. Her ne kadar absürdün içine batmış olsa da, içine girilen bu absürdü olağanlaştırmak ve normalleştirmek için elinden ne geliyorsa yapar, absürdü kabullenmekten kaçar.

İki eser için de değişmez olan “absürt” olgusunun kendisidir. Fakat karakterlerin absürt ile olan ilişkisi farklı kurulmuştur. Gerçekte de bu böyledir, her kişi absürt ile bir şekilde muhataptır fakat herkesin onunla geliştirdiği ilişki başka başkadır. Kimisi Gregor Samsa gibi absürdü kabullenmez, dünyaya motivedir ve onun içinde debelenip durur. Kimisi ise Meursault’laşır, dünyaya karşı kayıtsız kalır, ona ilgisizleşir. Bu açıdan, Yabancı’yi ve Dönüşüm’ü birlikte okumak bugün için oldukça anlamlıdır…

Kaynaklar:
KAFKA, Franz, Dönüşüm, Çev: Ahmet Cemal, Can Yayınları.
CAMUS, Albert, Yabancı, Çev: Samih Tiryakioğlu, Can Yayınları.

Yazar: Ergin Aldemir

Düşünbil Portal’da yayımlanan, Düşünbil yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır.
Düşünbil Portal’da yayınlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur.


Paylaş

Ergin Aldemir

1995 yılında Ankara'da doğdum. Ortaöğrenimimi elektronik ve bilgisayar üzerine tamamladıktan sonra 2013'te Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi'nde Felsefe eğitimine başladım. Teknoloji ve Felsefe üzerine çalışmalar yürütüyorum.