• 28 Mart 2018
  • Düşünbil Portal
  • 0
Paylaş

1930’lu yılların Almanya’sındaki politik atmosferden etkilenen bilim insanları Türkiye’ye sığınma ihtiyacı duymuşlardır. Çalışma şansları kalmayan, hatta hayati tehlike altında olan bu bilim insanları Türkiye’de iktisat ve diğer bilim alanlarında hizmette bulunmuşlardır. 1933 yılında gerçekleştirilen üniversite reformunun ardından ülkemizde dersler vermelerine ve çeşitli çalışmalar yapmalarına izin verilen Alman İktisatçılar, modern teknikler kullanmıştır. Yaptıkları sayısız yayın ile Türk İktisat İlmine katkıları olmuştur.

Cumhuriyet’in ilk yıllarında üniversitelerdeki eğitimin düzensiz olması reformun yapılmasını zorunlu kılmıştır. 1933 yılında yapılan Üniversite Reformu ile ilk on yılda yetersiz olan İktisat öğretiminin de yenilenmesi ve düzenlenmesi amaçlanıyordu. Bu dönemlerde Almanya’nın Nazi iktidarından kaçıp Türkiye’ye sığınan Alman İktisat bilim insanları İstanbul Üniversitesi’nde kurulan İktisat Fakültesi’nde dersler vermeye başlamışlardır. Wilhem Röpke, Joseph Dobretsberger, Umberto Ricci, Fritz Neumark, Alexander Rüstow gibi isimler İktisat Bilimine büyük katkılarda bulunmuşlardır.

İlk zamanlarda İstanbul Üniversitesi’nde Hukuk ve İktisat Fakülteleri bir bütün olarak görev yapmaktaydı. İktisat ve İçtimaiyat Enstitüsü Müdürü olarak görevlendirilen Ord. Prof. Fritz Neumark’tan dönemin Milli Eğitim Bakanı bir rapor yazmasını istemiş, hukuk fakültesinden bağımsız bir iktisat fakültesi kurulması gerektiği vurgulanmıştır. Neumark Raporu’na göre sorunsuz bir şekilde İktisat Fakültesi’nin 1937 yılında kurulmasına karar verilmiştir.

Prof. Friz Neumark Türkiye’de 19 yıl kalarak kurduğu İktisat Fakültesi’nde dersler vermiştir. Kısa zamanda Türkçe öğrenmeleri amaçlanan Neumark ve diğer bilim insanlarının iktisat alanında yetiştecekleri Türk Doçentlerin kısa sürede kürsüyü devralmaları isteniyordu. Fakat Alman bilim adamları arzu edilen süre boyunca Türkiye’de tutulamadığından, bu uygulama kısmen başarılı olabilmiştir. Üstelik bu hocaların yerini alacak birçok değerli doçentin de tam zamanlı olarak üniversiteye bağlanmaları sağlanamamıştı. Buna rağmen üniversitenin verimi, Darülfünun devrinin kat kat üstündeydi. Bu dönemde Batı bilim dünyasının tanıdığı ve orijinal araştırmaları klasik kitaplara geçmiş bilim adamlarımız yetişmiştir (Irmak, 2001).

Bu çalışma dizisinde 1930’lu yıllarda Türkiye’ye Almanya’dan gelen Alman İktisat Bilim insanlarının Türk İktisat Tarihi’ne katkıları açıklanmaya çalışılacaktır. Birinci bölümde 1930’lu yıllardaki Türkiye üniversite öğrenim yapısı aktarılacak, ikinci bölümde bu dönemdeki Almanya’nın politik yapısı ve bilim insanlarının durumlarına yer verilecek, üçüncü bölümde ise o zamanlar Türkiye’de kurulması amaçlanan İktisat Fakültesi ve bu yeni oluşumun Türk İktisadi Düşünce Tarihine katkıları aktarılmaya çalışılacaktır.

Birinci Bölüm: 1930’lu Yıllarda Türkiye’deki Üniversiteler ve Öğrenim Yapısı

Cumhuriyetin ilanından sonra yapılan devrimler birçok gelişmeyi eğitim alanında da beraberinde getirmiştir. Özellikle harf devrimi ile başlayan bu değişiklikler kendini yüksek öğrenim kurumlarında da göstermiştir.

Türkiye’nin 1930’lu yıllardaki üniversitelerinin yapısını değerlendirmek istersek öğrenim durumunu dönem dönem ele almamız daha anlamlı olacaktır. İlk olarak karşımıza 1925 yılında kurulan Ankara Hukuk Mektebi, daha sonra 1926’da faaliyete geçen Gazi Eğitim Enstitüsü ve 1930’da kurulan Ziraat Enstitüsü karşımıza çıkmaktadır. Darülfununun yeniden yapılandırılması için bir rapor hazırlanmış, bunun üzerine onaylanan yasa ile İstanbul Üniversitesi 1933’te Darülfünunun yerine kurulmuştur.

1933 sonlarında üniversite öğretim üyelerine “Ordinaryüs”, “Profesör” ve “Doçent” denmesi, eminliğe “rektörlük”, fakülte reisliğine de “Dekanlık” denmesi kararlaştırılmış ve resmi yazışmalarda kullanılmıştır. 1935 yılında kurulan bir diğer yeni üniversite ise “Dil Tarih-Coğrafya Fakültesi”dir. Fakültenin kuruluş yasası Meclis’te görüşülürken, ilerde bir “Ankara Üniversitesi” kurulması dileğinde de bulunuluyordu. Bu arada İstanbul’da bir türlü kendisine uygun bir bina bulunamayan Mülkiye Mektebi için Ankara’da bir bina yaptırılmış, bu okul 1935 yılında Ankara’ya taşınmış ve “Siyasal Bilgiler Okulu” adını almıştır. Nihayet 1937 yılında Ankara Tıp Fakültesi kurulma yasası çıkmıştır. Ancak İkinci Dünya Savaşının çıkması ve malî nedenlerden dolayı bu Fakültenin kuruluşu 1945 yılına kaldı.

Kaynakça:

Irmak, S. (2001). Atatürk Devrimleri Tarihi, Yapı ve Kredi Bankası Yayınları.

Yazar: Ayten Nahide Korkmaz

Düşünbil Portal’da yayımlanan, Düşünbil yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. Düşünbil Portal’da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur.


Paylaş

Düşünbil Portal

Düşünbil Portal, bilim, felsefe ve psikanaliz alanlarında yazılı ve görsel içerikli makale, deneme ve çeviri yayınlayan çok içerikli bir portaldır. Genel okur-yazar kitlenin bilinçlenmesini ve farkındalık kazanmasını amaçlamaktayız. “Düşünen her insan gençtir” vizyonu ile her genç insana hitap etmeyi amaçlayan Düşünbil Portal, dergi ve etkinliklerle bu amacını geliştirmektedir.

https://www.dusunbil.com